Peter C. Perdue*
Annales Okulu: Kökeni ve Kuruluşu
Tartışma 2: Marc Bloch
Hepimizin kahramanlara ihtiyacı vardır. Her disiplin kendini bir bakıma azizleri (hagiography) üzerinden tanımlar. Mesela fizik ya da biyoloji kitapları nasıl da kendi kurucu babalarının fotoğraflarını çerçeve içine koyarlar: Maxwell, Darwin, Watson, Einstein, vs. Bu aslında bir bakıma sizin bir geleneğin parçası olduğunuzun göstergesidir. Aynı zamanda yeni gelenlere de bir model sunar; insanlara bu ustaları geçmeleri gerektiğine dair bir esin kaynağı , eleştiriler için birer hedef sunar ve belki de bazı yüce ruhların kibrini kırar.
Eğer sosyal tarihçilerin bir modele ihtiyaçları varsa Marc Bloch bunun için ideal bir örnektir. O yeni metodlar üzerinde çalışmış, kuşaklar boyu öğrencilere ilham olmuş, yepyeni bir yaklaşımın temellerini Annales dergisinde kurumsallaştırarak (Lucien Febvre ile beraber) oluşturmuş, ve bir aziz gibi Gestapo’un ellerinde ölmüştür. Ancak gerçek kişilerin her zaman bu azizlik görüntüsü tarafından yutulması ya da katkılarının bazı farklı ajandaları olanlar tarafından başka yönlerde kullanılması olasılığı da vardır. Dolayısıyla o zamandan bu zamana kadar yol katettiğimizi görmek için kaynağın kendisine – yani Bloch’un kendi yazdıklarına – inmekte her zaman yarar vardır.
Annales Okulu: Kökeni ve Kuruluşu
Tartışma 2: Marc Bloch
Hepimizin kahramanlara ihtiyacı vardır. Her disiplin kendini bir bakıma azizleri (hagiography) üzerinden tanımlar. Mesela fizik ya da biyoloji kitapları nasıl da kendi kurucu babalarının fotoğraflarını çerçeve içine koyarlar: Maxwell, Darwin, Watson, Einstein, vs. Bu aslında bir bakıma sizin bir geleneğin parçası olduğunuzun göstergesidir. Aynı zamanda yeni gelenlere de bir model sunar; insanlara bu ustaları geçmeleri gerektiğine dair bir esin kaynağı , eleştiriler için birer hedef sunar ve belki de bazı yüce ruhların kibrini kırar.
Eğer sosyal tarihçilerin bir modele ihtiyaçları varsa Marc Bloch bunun için ideal bir örnektir. O yeni metodlar üzerinde çalışmış, kuşaklar boyu öğrencilere ilham olmuş, yepyeni bir yaklaşımın temellerini Annales dergisinde kurumsallaştırarak (Lucien Febvre ile beraber) oluşturmuş, ve bir aziz gibi Gestapo’un ellerinde ölmüştür. Ancak gerçek kişilerin her zaman bu azizlik görüntüsü tarafından yutulması ya da katkılarının bazı farklı ajandaları olanlar tarafından başka yönlerde kullanılması olasılığı da vardır. Dolayısıyla o zamandan bu zamana kadar yol katettiğimizi görmek için kaynağın kendisine – yani Bloch’un kendi yazdıklarına – inmekte her zaman yarar vardır.