11 Ağustos 2023 Cuma

PLATON'UN MAĞARASI



Duyular Karşısında Bilgi 

En çok bilinen metinlerinden biri olan Devlet'te Platon insan algısının, kimse İdeaların varlığının farkında olmasa bile nasıl var olduğunu ve doğru bilginin nasıl sadece felsefe aracılığıyla kazanıldığını ispat et­meye girişir. Duyular aracılığıyla bilgi edinilmez, sadece fikir edinilir. 

Mağara Kinayesi* Sokrates ile Platon'un erkek kardeşi Glaukon arasın­da bir konuşma olarak geçer. Diyalogda Sokrates, Glaukon'dan yanıl­samanın sanki gerçekmiş gibi algılandığı bir dünya tasavvur etmesini ister. Konuya daha bir açıklık kazandırmak için şu örneği kurgular: içinde bir grup mahkumun doğduklarından beri kapalı tutul­duğu bir mağara vardır. Mahkumlar hareket edemezler. Boyunları ve bacakları hareket ettiremeyecekleri ya da döndüremeyecekleri şekilde zincirlenmiştir ve ancak önlerinde bulunan bir taş duvara bakabilmektedirler. Mahkumların arkasında, yüksekçe bir yerde yanan bir ateş ve ateş ile mahkumlar arasında ise birtakım kişilerin başlarında taşıdıkları şeylerle yürüdükleri bir duvar vardır. Ateşin ışığı, mahkumların önündeki duvara nesnelerin gölgelerini düşür­mektedir. Mahkumların görebildikleri tek şey bu gölgelerdir. İşittik­leri sesler sadece mağaranın yankılarından ibarettir. 

Dolayısıyla, bu mahkumlar gerçek nesnelerle hiç karşılaşmadık­ları ve tüm yaşamları boyunca yalnızca gölgelere tanık oldukları için, bu gölgeleri gerçekliğin kendisi sanmaktadırlar. Mağaranın yankıları, onlara göre, gölgelerin yarattığı gürültülerdir. Söz gelişi, bir kitabın gölgesi belirecek olsaydı, bu mahkumlar kitap gördük­lerini iddia ederlerdi. Mahkumların gerçekliğinde gölge diye bir şey bilinmediği için, onlar bunun bir kitabın gölgesi olduğunu söyle­mezlerdi. En sonunda, mahkumlardan biri bu dünyanın mahiyeti­ni anlardı ve bir sonraki gölgenin hangisi olduğunu kestirebilirdi, böylelikle diğer mahkumların övgüsünü ve takdirini kazanırdı. 

Şimdi diyelim ki, mahkumlardan biri serbest kalır. Birileri o mahkuma gerçek bir kitap gösterecek olsa, mahkum o nesneyi ta­nıyamaz. Mahkumun gözünde kitap, duvara vuran gölgedir. Bir ki­tabın yansısı, kitabın kendisinden daha gerçek görünür. 

Sokrates sözlerini sürdürerek, özgür kalan adam sonra dönüp ateşe baksa ne olacağı konusunda fikir yürütür. Mahkum kesinlikle o kadar parlak ışıktan başını çevirir ve daha gerçek sandığı karanlık gölgelere geri dönerdi. Peki, durum bir adım daha ileriye götürüle­rek mahkum dışarıya çıkmak zorunda bırakılsa ne olurdu? Mahkum öfkelenirdi, gerginleşirdi ve önündeki gerçekliği göremezdi, çünkü ışık gözlerini kamaştırıp kör ederdi.

Yaygın Kültürde Platon'un Mağara Kinayesi 

Eğer bu öykü size belli belirsiz tanıdık geliyorsa, bunun sebebi başka bir çeşitlemesini daha önce görmüş olmanız olabilir. Gişe rekorları kıran 1999 tarihli Matrix adlı film, geniş anlamda Platon'un Mağara Kinayesi'ne dayanmaktadır. Keanu Reeves'in canlandırdığı Neo ka­rakterinin deyişiyle, "Vay be." 

Bununla birlikte, mahkum kısa süre sonra uyum sağlar ve ma­ğaradaki gerçekliğin yanlış olduğunu anlardı. Güneşe doğru bakıp mevsimleri, yılları ve bu dünyada görülebilen her şeyi yaratanın bu varlık olduğunu (hatta kendisinin ve mahkum arkadaşlarının ma­ğarada gördüklerine de belirli bir ölçüde onun neden olduğunu) kavrardı. Mahkum, mağarada geçirdiği günlere hoş anılarla dönüp bakmazdı; çünkü önceki algısının aslında gerçeklik olmadığını artık anlardı. Özgürleşen mahkum, ondan sonra mağaraya dönmeye ve diğerlerini de serbest bırakmaya karar verir. Mahkum geri döndü­ğü zaman, mağaranın karanlığına uyum sağlamak için cebelleşir. 

Diğer mahkumlar bu davranışı ürkütücü bulurlar (çünkü mağara­nın karanlığı hala onların tek gerçekliğidir) ve övgüde bulunmak yerine, özgürleşen mahkumu aptal yerine koyarlar, onun söyledik­lerine inanmazlar. Mahkumlar, kendilerini serbest bırakırsa onu öl­dürecekleri tehdidini savururlar. 

10 Ağustos 2023 Perşembe

THESEUS'UN GEMİSİ



Bir Gemi Ne Zaman Aynı Gemi Olmaktan Çıkar? 

Klasik bir paradoks olan Theseus'un gemisi paradoksunu anlamak için, ilk önce paradoksun ne olduğunu anlamak gerekir. 

Felsefi Tanımlar: PARADOKS: Felsefede paradoks, görünürde doğru bir önermey­le başlayan bir ifadedir; ama daha derinlemesine sorgulanınca, o doğru görünen önermenin gerçekte yanlış olduğu sonucuna varılır. 

Theseus'un gemisi paradoksuna ilk kez Antik Yunan filozofu (ve Platoncu) Plutarkhos'un yazılarında rastlanır. Plutarkhos, The­seus'un (Atina'nın kurucu kralı) uzun bir deniz yolculuğundan dö­nüşünü anlatır. Yolculuk boyunca, geminin yapılmış olduğu ahşap tahtaların eskiyenleri, çürüyenleri denize atılıp yeni, sağlam tahta­larla değiştirilmiş. Öyle ki, Theseus ve mürettebatı en sonunda yol­culuktan geri döndükleri zaman, geminin yapılmış olduğu ahşap tahtaların tamamı yenilenmiş durumdaymış. Dolayısıyla, şöyle bir soru akıllara takılır: Farklı ahşap kısımları tamamen yenilenmiş olsa bile, geri döndükleri gemi, yola çıkarken bindikleri geminin aynısı mıydı? Gemide ilk ahşap parçalardan biri hala dursaydı ne olurdu? 

Gemide hala iki parça ahşap olsaydı ne olurdu? Bu durum, verile­cek yanıtı değiştirir miydi? 

Meseleye bakmanın bir başka yolu da şudur: Eğer Theseus'un yolculuğa çıktığı gemi A ve yolculuğunu ta­mamladığı gemi B ise o zaman A = B midir? 


THOMAS HOBBES'UN KATKISI 

Çok daha sonra, ünlü on yedinci yüzyıl filozofu Thomas Hobbes bu paradoksu bir adım ileriye taşıdı. 

Farz edelim ki, Theseus'un gemisini bir çöp toplayıcı takip edi­yor. Theseus'un mürettebatı eski tahtaları güverteden attıkça, çöp toplayıcı onları sudan alıp kendi gemisini inşa ediyor. İki gemi li­mana varıyor: Biri Theseus ile mürettebatını taşıyan, yeni ahşaptan yapılma gemi; diğeri ise Theseus'un mürettebatının güverteden attığı eski ahşaptan yapılma gemi. Bu senaryoda, hangi gemi The­seus'un gemisidir?