25 Aralık 2015 Cuma

Savaş ve Barış: Ur Standardı




Sümer Uygarlığının Ur antik kentinde (Irak'ın Güneyi) kraliyet mezarlığında 1920 yılında bulunmuştur. Üzeri renkli figürlerle işli, İçi boş ahşap bir kutudur. Keşfeden tarafından "Standart" (dayanak, temel) olarak adlandırılmıştır. Bir müzik aletinin gövdesi olduğu sanılmakla birlikte ne olduğu kesin olarak belli değildir. Yaklaşık 4500 yaşındadır. Şu anda Londra British Museum'da bulunmaktadır. Üzerindeki görsel betimlemelerin içerdiği ana temalardan hareketle; bir yüzü BARIŞ, diğer yüzü SAVAŞ yüzü olarak adlandırılmıştır. 


Her iki yüzde de yöneticiler ve hükümdar (Ensi veya Lugal) özenle çizilmiştir, diğerlerinden net olarak ayrılmaktadır. Barış yüzünde Lugal, herkesten büyük ve oturur olarak gösterilmiştir. Belli ki bir davet vardır ve konuklarını ağırlamaktadır.

Ortadoğu'nun ve/veya tüm sınıflı toplumların kaderi burada da görülür. İronik olarak Barış yüzü denilmesi gerçeğin görülmesini engellemektedir. Alt iki sırada gösterilen halk; Lugal şarkıcılar eşliğinde eğlenirken belli ki vergilerini, haraçları saraya taşımaktadır.

Barış Yüzühttp://www.penn.museum/sites/iraq/?page_id=48


Savaş Yüzühttp://www.penn.museum/sites/iraq/?page_id=48
"Sümer'de en eski zamanlarda, daha sonra "kral" anlamında kullanılacak olan kelimelerden biri olan Ensi, tapınağın, rahiplerin aksine kutsal olmayan hizmetkârları hiyerarşisinin en üst mevkii için kullanılırdı. Tanrı ya da tanrıçanın tarlalarında sürdürülen tarımsal faaliyetin tamamını, ormanları, göllerde ve ırmaklarda yapılan balıkçılığı, yün eğirme işliklerini, "bira fabrikaları"nı, marangozhaneleri, fırın ve mutfakları denetlemek Ensi'nin görevleri arasındaydı. Bu yönleriyle Ensi kâhyaların en büyüğünden ibaretti ama daha bu ilkel demokrasi koşullarında bile, söz konusu barışçıl görevleri aşan işlevleri de vardı. Örneğin asayişi ve adaleti temin etmek Ensi'nin sorumluluğundaydı. Örneğin tanrısı Ningirsu olan Lagaş şehrinden kalma yazıtlardan birinde Ensi’nin "tanrı Ningirsu ile hiçbir öksüz, yetim ya da dulu, muktedirlerin eline teslim ya da terk etmeyeceğine dair bir sözleşme yaptığı belirtilmektedir. Ancak kurumun geleceği açısından Ensi’nin en önemli işlevi olağandışı durumlar hakkında karar verme yetkisiydi. "Hukuken", savaş, barış ve tapınağın onarım ya da yeniden inşası gibi olağandışı konularda karar verme yetkisi aslında tanrının kendisine aitti ama kutsal rahiplerin aksine sıradan bir insandan ibaret olan Ensi’nin bu konularda tanrıya doğrudan doğruya danışma yetkisi vardı. Bunun için başvurulan yöntemler arasında kurban keserek kesilen hayvanın iç organlarında (özellikle karaciğerinde) tanrının iradesine dair belirtiler aramanın yanı sıra, doğrudan doğruya Ensi'nin kendi rüyalarını yorumlaması da vardı. Ancak bu kadar öznel bir karar mekanizması bile Ensi'nin tamamen keyfi bir biçimde davranabileceği anlamına gelmiyordu. Akada iktidarı sırasında Sargon tamamen farklı bir kraliyet anlayış ve uygulamasının temelini attıktan sonra bile III.Ur Hanedanı'nın güçlü krallarından Gudea, görmüş olduğu bir rüyanın anlamı hakkında mutabakat sağlayabilmek için ülkesinde yer alan bütün şehir ve kasabaların tapınaklarını tek tek ziyaret etmiş ve rahipleri ikna etmek zorunda kalmıştı. Gerçi kendisi başından beri biliyordu rüyanın Ningirsu’nun tapınağı Eninnu’nun yeniden inşa edilmesini buyurduğunu ama buna ancak, rüya yorumlarıyla ünlü kasaba tanrıçası Nanşe'nin de onayı alındıktan sonra karar verilebildi. Üstelik bu bile yeterli değildi. Çünkü Ningirsu’nun yeni bir tapınak istediği anlaşılmıştı ama bu tapınağın nasıl bir tapınak olması gerektiği henüz belli değildi. Tanrıça Nanşe'nin öğüdü üzerine tapınakta birkaç uykusuz gece geçiren Gudea bir rüya daha gördü ve sonra halkını topladı ve bu mecliste tapınağın inşası için ayrılması gereken fonları tespit etti; gerekli hammaddeler için düzenlenmesi gereken seferlere karar verdi. Tapınak ve şehir meclisi tarafından bu şekilde sınırlandırılmış bir kraliyet anlayışı, dönemin ikonografi ve mitolojisine de damgasını vuruyordu. Yukarıdaki resimler, Ur şehrindeki mezarlardan birinde bulunmuş bir kutunun arka ve ön yüzündeki resimleri göstermektedir. Ön yüzünde (solda) kral, barış zamanına özgü, şölen, tarım ve hayvancılık gibi faaliyetlere başkanlık ederken görülmektedir. Arka yüzde (sağda) ise görülen bir savaş sahnesidir. Ancak her iki yüzde de kral, gerek boyutları gerekse konumu bakımından primus inter pares (eşitler arasında en birinci) olarak resmedilmiştir, Bu bakımdan bu tasvir ile kralın tanrısal olarak resmedildiği Babil ve Asur dönemi kraliyet tasvirleri arasında çarpıcı bir fark vardır." (Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler ansk, s.2448-49)

ayrıca video sunum için bkz.
https://www.youtube.com/watch?v=Vj9ZAsKgO0c&list=PLcK4c2anPP-uHL6lyC4FLbIUB1CJYjIYa&index=1


DİĞER bloglarıma da bkz. 


"MAYA MOR RASTGELE KARŞILAŞMALAR" TEFRİKA ROMAN
https://tefrika-mayamor.blogspot.com/

TARİH EĞİTİMİ
https://tarihegitimi.blogspot.com/

ANLATI, ÖYKÜ, OYUN
https://babillkulesi.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder