28 Mart 2017 Salı

Alman Utanç Günü 1 Nisan 1933

Ernst E. Hirsch 
1982
1 Nisan 1933 Nazilerin Yahudi işyerlerini boykot çağrısı. Yürütücü milisler SA'lardı (kahverengi gömlekliler)

1933 Mart ayında yapılan Rayh parlamentosu seçimlerinde NSDAP [Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi], oyların sadece %43,9’unu aldı, mutlak çoğunluğu kazanamadı. Böylece NSDAP, gerçi en güçlü fraksiyon oluyordu, ama ancak Deutschnationale Volkspartei fraksiyonunun desteğiyle parlamentoda çoğunluğu sağlayabilirdi. Rayh parlamentosu ve hükümet, anayasaya uygun biçimde kurulmuştu. İşte, bu nedenle bir ihtilâlden değil de, “inkılâptan söz edilmekteydi.

24 Mart 2017 Cuma

Körfez'in Petrol Destanı

 Charles Zorgbibe

Mescidi Süleyman'da ilk petrol kuyusunun inşası. https://wn.com/1908_masjed_soleyman
(bu adreste ilgili başka videolar da var)

26 Mayıs 1908'de, Mescid-i Süleyman'da (İran kıyısında, Zagros dağlarının eteğinde) masmavi gökyüzüne siyahımsı bir fışkırma Körfez'de petrol dönemini başlatıyordu.

1927'de, ikinci önemli keşif Irak'ın kuzeydoğusunda, Kerkük'te gerçekleşti. 1932'de Bahreyn'de petrole ulaşılıyordu. Bulunan değersiz bir yataktı, fakat bu olay peşpeşe gelen etkiler doğuracaktı: Petrol araştırmalar bundan böyle batı kıyısında yoğunlaşıyor, oldukça sınırlı bir bölge olmasına rağmen en önemli petrol rezervlerini barındırdığı ortaya çıkan, Katar'dan İran sınırına doğru
uzanan, 600-700 km uzunluğundaki şerit üzerinde gerçekleştiriliyordu.
1938'de Burgan'da (Kuveyt), 1939'da Abkaik (S. Arabistan) ve Dikran'da (Katar), 1949'da Zübeyr'de
(Irak'ın güneyi), 195l'de Safaniye'de (S. Arabistan sahili üzerinde) "yağ" keşfedildi ...

15 Mart 2017 Çarşamba

Yahudi Soykırımında Hollanda Örneği

Hannah Arendt

Hollanda'nın kurtuluşundan sonra; işbirlikçiler ve  moffenmeiden * Hollandalı direnişçiler tarafından teşhir ediliyor.
Tehcir operasyonları, hemen hemen diğer bütün ülkelerde olduğu gibi HOLLANDA'da da devletsiz Yahudilerle başladı. Bu ülkedeki Yahudilerin neredeyse hepsi Almanya’dan iltica etmişti ve savaştan önceki Hollanda hükümeti tarafından resmen "istenmedikleri" ilan edilmişti. Toplam yüz kırk binlik Yahudi nüfusun yaklaşık 35 bini yabancı Yahudilerden oluşuyordu. Belçika'dan farklı olarak, Hollanda sivil bir hükümetin yönetimine verilmişti; Fransa'dan farklı olarak da, ülkenin kendisine ait bir hükümeti yoktu, zira kraliyet ailesiyle birlikte kabinenin tamamı Londra’ya kaçmıştı. Bu küçük millet tümüyle Almanların ve SS’in insafına kalmıştı.

Yahudi Soykırımında Belçika Örneği

Hannah Arendt

Belçikalı siviller Alman ordusundan kaçıyor.  12 Mayıs 1940
Haziran 1942’de Berlin'de yapılan toplantıda, Belçika ve Hollanda’ dan tehcir edilecek Yahudilerin sayısının çok düşük tutulmasının nedeni muhtemelen Fransa için belirlenen sayının yüksek olmasıydı. Yakın bir zamanda yakalanıp tehcir edilecek Yahudilerin sayısı Belçika için on bini, Hollanda içinse on beş bini geçmiyordu. Bu iki ülke için belirlenen rakamlar kısa bir süre sonra bayağı yukarılara çekildi; bunun nedeniyse muhtemelen Fransa operasyonunda karşılaşılan güçlüklerdi.

14 Mart 2017 Salı

"Hasta adam hakkında ne düşünüyorsunuz, değerli Prens?"

Doğu Sorunu

1833’te Münih "Üç Hükümdarlar Konferansı" sırasında Metternich ile Çar Nikolay arasında şöyle bir konuşma geçmişti:
"Münchengraetz’de bir akşam yemeğinde bir araya gelmiştik. Ben, Majeste imparatorun tam karşısında oturmaktaydım. Ve birdenbire, Çar masanın üzerinden bana eğilerek şunu sordu:
"Hasta adam hakkında ne düşünüyorsunuz, değerli Prens?"

II. Abdülhamid Dönemine Kısa Bir Bakış


18 Ekim 1908 tarihli kapağında Le Petit Journal gazetesi Bosna Bunalımı'na değinerek kapağında I. Ferdinand'ı Bulgar Prensliği'ni, Avusturya-Macaristan İmparatoru Franz Joseph'i Bosna-Hersek'i ele geçirirken, II. Abdulhamid'i Bosna-Hersek'i ararken tasvir etmiştir.

Osmanlı padişahlarından Abdülmecid'in ve Tir-i Müj­gan Kadınefendi"nin oğluydu. 21 Eylül 1842 tarihinde doğan II.Abdülhamid'in iyi bir eğitim gördüğü söylenemez. Büyük kardeşi V. Murad'ın devlet işlerini yürütme­sine engel olan bir sinir bunalımı geçirmesi üzerine, kendisinden meşrutiyeti ilan edeceğine dair söz alınarak 31 Ağustos 1876"da tahta çıkarıldı.

11 Mart 2017 Cumartesi

Goya'nın 3 Mayıs 1808 Tablosu

Sanatçı: Goya



Goya'nın 3 Mayıs 1808 tablosu, (*) Napoleon'a karşı direnen bir grup yurtseverin kurşuna dizilişini resmeder. Bu resim, İspanya'nın toplumsal hayatına yüzyıldır egemen olan durağanlığı, ansızın ve hiç beklenmedik şekillerde kesintiye uğratan şiddet patlamalarının en tipik sembollerinden biri olarak addedilegelmiştir.

10 Mart 2017 Cuma

"Kaçınılmaz" Tablosunda Kışlık Sarayın Zaptı


Sanatçı: Sergei Lukin*


KAÇINILMAZ  
https://tr.pinterest.com/pin/94786767135510221/

Lukin'in "Kaçınılmaz" adlı tablosunda Kışlık Sarayı zapteden Kızıl Muhafız, çocuksu merakla karışık bir keyifle asırlar boyu kendisine ve atalarına hükmetmiş olan hanedanların iktidar ve zenginlik alametlerini seyrediyor.
işçiler, 1905'te hayatlarını biraz olsun yaşanabilir kılması için Çar'dan ricada bulunmaya gittiklerinde Kışlık Sarayın önünde kendilerine makineli tüfek mermileri lütfedilmişti. Çar'ı devirdiklerinde başlarına geçen Kerensky hükumeti aynı Kışlık Sarayı bu kez de onlar için erişilmez bir iktidar karargahı haline getirdi.

5 Mart 2017 Pazar

Peri Bacaları veya Kültür Nedir?



Peri Bacaları
Foto: Burcu Karaman
Kapadokya bölgesinde rastladığımız peri bacaları, bölgede yer alan Erciyes Dağı, Hasan Dağı, Göllüdağ ve Karacadağ gibi volkanların etkin halde bulunduğu Üst Miyosen devrinde (günümüzden yaklaşık olarak 10 milyon yıl önce) vuku bulan lav püskürmeleri sonucunda, yani bir doğa olayı sonucunda, oluşmuşlardı. 
Ancak bu doğal oluşumlar insan eliyle değişime uğratılmıştır. İçleri insanlar tarafından oyularak, bölgede kaya dam denilen konutlar ortaya çıkmış, peri bacalarının bir kısmı da içleri oyularak birer ibadet mekânı, kilise, haline getirilmiş ve Hıristiyan dinsel hayatını yansıtan pek çok duvar resmiyle bezenmiştir. 

4 Mart 2017 Cumartesi

Traianus/Trajans Sütunu

Kuzey yüzünden bir detay

"Traianus Sütunu’nu görüyorsunuz. Olağanüstü bir sanat eseri ve çok iyi durumda korunmuş. Neden bu kadar iyi korunmuş? Bu durum, olasılıkla Papa V. Sixtus’un bunu ve daha sonraki bir imparatora ait olan Marcus Aurelius Sütunu’nu Roma’nın Rönesans Dönemi rekonstrüksüyonunda önemli birer anıt olarak kullanmış olması ile ilintilidir. Fakat o dönemde bunun üstünde olması gereken Traianus heykelini, diğerinden de Marcus Aurelius heykelini kaldırtıp yerlerine Peter ve Paul’ün heykellerini koydurdu. Bugün Traianus Sütunu’nun üstünde Peter, Marcus Aurelius Sütunu’nda da Paul var. Ama ne kadar iyi korunmuş olduğunu görüyorsunuz. Sütun gövdesi Dac silah ve zırhları ile bezeli bir kaide üzerinde yükseliyor, en tepede de Traianus’un bronz bir heykeli vardı."

Bir sahnenin çizimi
Romalılar Tuna'yı geçiyor ve bir Dakya kalesine saldırıyorlar.


2 Mart 2017 Perşembe

Marcus Aurelius Sütunu

"Marcus Aurelius, Meditationes'i (Kendime Düşünceler) Roma'nın kuzey komşusu Quadi ve Marcomanni'ye [Germenler] karşı, saltanatının bir kaç yılını savaş alanında geçirmesi gereken savaşlarla uğraşırken yazdı. Bu seferler, Traianus'unkiler gibi  Roma'daki başka bir sütunda, Traianus Sütunu'nda olduğundan daha kaba  ama bazı bakımlardan daha güçlü ve hiç de daha az saldırgan olmayan bir biçemle anlatılıyordu. Bu seferlerin amacı, imparatorluğun genişletilmesi değil, Tuna sınırında gittikçe artan baskıya karşı imparatorluğun savunulmasıydı.  Bu, bundan sonraki yüzyılda Roma askeri tarihinin kalıcı örüntüsü olacaktır. 
Marcus 180'de, bu savaşları yönetirken Vindobona'da (Viyana) öldü. Yerine oğlu ve ardılı Commodus geçti."
Roma Dünyası, İletişim Yayınları, s: 103

Marcus Aurelius Sütunu, MS  180-192, Roma

1 Mart 2017 Çarşamba

Türkçe Ezan, Bursa Olayı ve Bursa Nutku

Ayşe Hür



İLK NAMAZLAR VE İLK EZAN

İslam kaynaklarına göre namaz (Kuran'daki terimler 'ibadet' 'dua'  muadili olup gelenekte 'namaz diye özetlenmiş) Mekke döneminde emredildiği halde, Peygamber ilk namazını Hicret’in (622) birinci veya ikinci yılında Medine’de kılmıştı. Başlarda namaz günde bir kere (güneş batmazdan önce) iki rekat olarak kılardı. Yine başlangıçta kıble Kudüs iken, çeşitli İslam kaynaklarına göre Hicret’in 2, 9, 10, 13, 16 veya 17. ayında kıble Mekke’ye çevrilmişti.

Miraç’tan sonra neden namazın beş vakit olduğu, kaç rekat kılınması gerektiği ve neden namaza ezanla çağrı yapılması gerektiğini İslam uleması farklı farklı açıklar çünkü Kuran’da (ve Miraç’ı konu edinen İsra Suresi’nde) bu konulara dair açık bir hüküm yok. Örneğin 628 yılına tarihlenen Cum’a/9 ayetinde “Ey iman edenler, Cuma günü namaz için çağrıldığınızda, hemen Allah’ın zikrine koşun, alım satımı bırakın, eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır” ifadesiyle sadece Cuma namazına atıf yapılırken, 629 yılına tarihlenen Maide/58 suresinde “Kafirler, siz namaza ezan okuduğunuz zaman onu alaya alıp eğence yerine koyarlar, bu işte onların akılları ermez bir güruh olmalarından” şeklinde genel bir ifade geçer.