28 Ağustos 2019 Çarşamba

"Bin Yıllık Reich" kurucusundan sadece bir hafta daha fazla yaşadı

Hitler halleri..
Almanya'nın 1933 ve 1945 arasında derin ve hatta emsalsiz büyüklükte bir değişim yaşamış olmasına rağmen, Nazi Devrimi'nin yapısal zayıflı­ğına ve yetersizliğine dair gereğinden çok kanıt mevcuttur.

Hitler'in asıl hedeflerinden biri, "Devletin gelecekteki tüm kurumları [Nazi] hareketin kendisinden
temellenip yükselmeli," olmuştu. Bu, yüzeysel olarak, Bolşeviklerin tüm devlet kurumlarını  kendilerininkilerle değiştirme amacına benziyordu. Ne ki, pratikte Naziler böyle bir temiz­leme harekatını ne başarabildiler ne de böyle bir şeye giriştiler. (K. D. Bracher ve diğerleri Üçüncü Reich'ın içindekilerin çoğunun uydurulmuş olduğunu savundular: "Hemen hemen her yerde rejim iki düzlemde eşza­manlı olarak işliyor: eski kurumların içine işlemek ve onlarla uzlaşmak, ama aynı zamanda onların üzerine yeni, ayrı ve rakip mekanizmaları inşa etmek." Örneğin, geleneksel sivil memuriyete Nazi bürokrasisi hakim oldu, ama hala ondan ayrıydı. Sonuç olarak, bu kurumların işlerliği sık sık iki başlı ve hemen her zaman karmaşıktı. Nazi siyasal düzeni içsel olarak tutarsızdı ve sistematik değildi, sürekli yaşayıp işlemesi de Füh­rer'in kendisine bağlıydı.

Gerçekte, bir bütün olarak Nazi Devrimi, tamamen bir insanın kişisel karizması üzerine perçinlenmişti. Bu durum, hareketi iki şekilde etkiledi. Birincisi, Hitler sürekli olarak partisinden daha fazla popülerdi ve açıkça ifade edilmemesine  rağmen, Nazi devletinin uzun vadedeki geleceğiyle ilgili ciddi bir sorun vardı. Hitler'den başka kim "devlet mekanizmasının ve parti acentelerinin  yetki alanlarını,  dallarını" tasnif etme vazifesini üstlenebilirdi?  İkincisi,  Nazizm,  gelecekte gelişme  kapasitesine  sahip sistematik bir ideolojiye doğru ilerlemek  için Hitler'in  kişisel takıntıla­rına aşırı derecede sıkı bir biçimde bağımlıydı; gerçekte, partinin  kura­mını bilimselleştirmeye yönelik  tüm girişimler Hitler'in hışmına  uğradı. Devrimin son aşaması boyunca, Hitler'in siyasaları giderek artan derece­de irrasyonelleşti ve hatta yaklaşan yenilginin gölgesinde bile asıl derdi "Son Çözümün" tamamlanmasıydı. Nisan 1945'te Rus topçusu  Berlin'i döverken, Hitler, takipçilerini şuna yüreklendiriyordu: "Her şeyden önce (...) ırkçı yasaları ayakta tutmak adına tüm ulusların zehirleyicisi olan uluslararası Yahudiliğe karşı amansızca direnin. "Her türlü akılcı unsur­dan mahrum kalan ve yaklaşmakta olan çöküşle yüz yüze gelen "Bin Yıllık Reich", kurucusundan sadece bir hafta daha fazla yaşadı.

Avrupa Tarihinden Kesitler 1789-1980, Stephen J. Lee, Dost Yayınları, 2004, s. 240-241

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder