Ursula "Devrimden Önceki Gün" isimli öyküsünün önsözüne aşağıdaki kısa yazıyı yazmış.
Mülksüzler adlı romanım kendilerine Odocular adını veren küçük bir dünya dolusu insan hakkındadır. Adlarını, toplumlarının kurucusu olan, bu romanda geçen olaylardan birkaç nesil önce yaşamış, dolayısıyla burada anlatılan olaylarda fiilen yer almayan fakat her şeyi başlatan kişi olması sebebiyle varlığı örtük olarak her satırda hissedilen Odo’dan almışlardır.
Odoculuk, anarşizmdir. Cebinde bombayla gezmek, yani terörizm anlamında bir anarşizm değil, zira kendini hangi isimle yüceltmeye çalışırsa çalışsın bunun adı terörizmdir. Aşırı sağın sosyal-Darwinci ekonomik “liberteryanizmi” anlamında bir anarşizm de değil, ilk ifadesini erken Taocu düşüncede bulan ve Shelley, Kropotkin, Goldman ve Goodman tarafından yorumlanan anarşizm. Anarşizmin başlıca hedefi otoriter Devlet’tir (ister kapitalist, ister sosyalist olsun); başlıca ahlaki ve pratik ilkesi işbirliğidir (dayanışma, yardımlaşma). Tüm siyasal teoriler arasında en idealist olanı ve bana göre en enteresan olanıdır.
Bu teoriyi, daha önce yapılmadığı üzere, bir roman kurgusu içine yerleştirmek, kendi adıma, aylar boyunca bütün zamanımı ayırmamı gerektiren uzun soluklu ve zor bir işti. Bitirdiğimde kendimi kaybolmuş, sürülmüş, yerinden edilmiş hissediyordum. Bu yüzden, Olasılık Körfezi’nin ötesinden, gölgelerin içinden çıkıp gelerek bir öykü -yaratmış olduğu dünya hakkında değil, kendisi hakkında bir öykü— yazmamı istediği için Odo’ya minnettarım.
Bu öykü, Omelas’ı ardında bırakıp gidenlerden biri hakkındadır.
[Öykü 1974 tarihlidir]
Devrimden Önceki Gün, Ursula K. Le Guin, İnka Kitap, Ekim 2019, Çeviren: Ayberk Erkay
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder