Özel Bomonti Ermeni Katolik İlköğretim Okulu

HEGEMONYA ÜÇLÜSÜ

İdeoloji ve söylem birbirinden ayrı düşünülmeyen iki kavramdır. Kabaca ifade edecek olursak, söylem ideolojilerin dile getirilmesinde, aktarılmasında rol oynamaktadır. Yani ideolojilerin yeniden üretilmesinde ve günlük hayatta ifade edilmelerinde etkindirler.
Söylem, dilin kullanım biçimidir. Dil ve söylem ilişkisini buradan kaynaklanmaktadır. Ancak söylem, sadece dil ile sınırlandırılamamaktadır. Çünkü söylem karşılıklı iletişimin tamamını içerir. Dil ise düşünceyi ve ideolojiyi taşıyan temel bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak bunun yanı sıra dil ideolojik bir olgudur. Yani dil ideolojik bir araçtır. Toplumda yer alan bireylerin, hakim grupların çıkarlarını destekler şekilde düşünmesine neden olacak biçimde kullanılmaktadır.
Dil, sistematik bir bütün, yapı olması bakımından yapısalcılık ile ilgilenen düşünürlerin ilgi odağı olmuştur ve olmaktadır da. Dil, yapısal bir olgudur, ancak bireyler onu kendi tercihlerine göre farklı şekillerde kullanabilmektedirler. Yani dil kullanıldığı yapı içerisinde anlam kazanmaktadır. İdeoloji ve dil arasındaki ilişki de bu noktada daha çok görünür kılınmaktadır. Dil, kullanıldığı durumların bütünü içinde anlam kazandığına göre, ideoloji de bir olgu, olay ya da durum içinde, o durumun koşullarında oluşacaktır. Bu açıdan bakıldığında ideolojinin de yapısal bir olgu olduğunu savunmak yerinde olacaktır.