20 Şubat 2018 Salı

Faşist İtalya'da Korporasyon Sistemi

Murat Sarıca & Rona Aybay
http://occupyforaccountability.org/?q=node/772
Korporatizm: Günümüzden bir yorum...

Faşizm, devletin dışında her hangi bir grup kabul etmediği için bağımsız sendikalara da yer vermiyordu. Faşizmin ekonomik görüşünü incelerken de açıklamaya çalıştığımız gibi, faşizm devleti her türlü ekonomik çıkarları uzlaştırıcı bir kurum olarak görmekte ve ekonomik düzende «ulusal bir uyuşum » kurmaya çalışmaktadır. Faşizmin bu uyuşumu kurmak bütün ögelerini devletin sıkı denetimi altında bulunan bir örgütte birleştirmek faşizmin amacı olmuştur.

17 Şubat 2018 Cumartesi

Faşizmin Doğuşu


Murat Sarıca - Rona Aybay
https://www.discogs.com/Fasci-Di-Combattimento-Camicie-Nere/master/815603
1914 -1915 yıllarında İtalya'da kendilerine Fasci di combattimento » adını veren bir takım topluluklar ortaya çıkmıştı. Bu toplulukların amacı İtalya'nın Birinci Dünya Savaşına katılmasını sağlamaktı. Bunun için, İtalya'nın savaşa katılmasını istemeyenlere karşı zora başvuruyorlar ve karışıklıklar çıkarıyorlardı.

8 Şubat 2018 Perşembe

Artık Değer ya da Artı-Değer


A detailed overview of the work of the famous
American photographer
Lewis Hine (1874 - 1940)
 from the collection of the George Eastman House.
(Plus-Value ou Survaleur, Surplus Value) Sermayenin* değerlenme kuramının temel kavramı, artı-değer diye de adlandırılan artık değerdir. Nicel açıdan artık değer, bir dönem boyunca kapitalist etkinlikten doğan sermaye artışı miktarını belirtir. Sermaye gibi o da değerle ölçülür. Geriye bu
artışın gizemini çözmek kalıyor.

Marx, metaların* normal fiyatları üzerinden; yani, Kapital'in birinci cildinde benimsediği basitleştirici  varsayımlar çerçevesinde, değerleriyle orantılı fiyatlar üzerinden mübadele edildiğini varsayar. Sermayedarlar arasındaki veya sermayedarlarla son tüketiciler arasındaki ilişkilerde tüm metalar bu fiyatlardan mübadele ediliyorsa, görünürde bir artış söz konusu olmaz: değer aktarılır, bir elden diğerine geçer.

Bu noktada Marx, kullanımı değer yaratan özel bir metanın var olduğunu açıklar. Bu, emekçinin işgücüdür. Çalışma kapasitesi bir meta gibi düşünülür; bu da, bir faydaya ve bir değere sahip olduğu anlamına gelir. Satın alanın bakış açısından işgücünün sağladığı fayda, emektir: sermayedar işçiyi çalıştırır. Değeri, onun üretimi için gerekli çalışma zamanıdır. İşçinin satın alabileceği metaların üretimine gereken zaman olarak tanımlanır. Marx'ın "geçim araçları" olarak adlandırdığı malları (ailenin birçok üyesinin çalışabileceğini dikkate alarak, işçi ve ailesi için gerekenler) satın alma gücünü ifade eder. Zaman zaman işgücünün "üretimi" terimi yerine "yeniden üretimi" terimi tercih edilir. Her meta gibi bunun da bir fiyatı vardır: bu ücrettir".

3 Şubat 2018 Cumartesi

Cumhuriyet Çocuğunun Din Dersleri

[Aşağıda 1927-1931 yılları arasında ilkokul ve köy okullarında (3., 4. ve 5. sınıflarında) okutulan din dersleri kitabından alınmış bir program (4.sınıf) ve kısa bir okuma parçası var. Bu kitaplar 1927-28 yıllarında Osmanlıca harflerle, 1929-1931 yıllarında ise Türkçe harflerle basılmış, "Cumhuriyet Çocuğunun Din Dersleri" başlığı ile yayımlanmış. Kitabın yazarı Muallim Abdülbaki, sonradan Gölpınarlı soyadını alan Abdülbaki Gölpınarlı'dır.]
...............


Abdülbaki Gölpınarlı

4. Sınıf Ders Programı [Haftada 1 ders]

İslam Dininin Esasları: 

Kimsenin dinine, inancına, işine karışmamak: İslam dininde her şahıs kendi inancından ve kendi işinden sorumludur. Başkalarının imanına karışmaya kimsenin hakkı yoktur.