Söyleşi
Lee Clare
[Arkeofili dergisi, Göbekli Tepe'de çalışmalar yürüten Alman arkeolog Dr. Lee Clare ile bir söyleşi yapmış. Bu söyleşi şimdiye kadar söylenenlerden daha farklı bir bakış açısı getirdiği için önemlidir. Yazı yeni yayımlandığı için sadece giriş bölümünü aşağıya aldım. Yazının tamamını okumak için lütfen orijinal kaynağına gidiniz.]
1- Göbeklitepe nedir? Buraya bir tapınak diyebilir miyiz?
http://arkeofili.com/gobeklitepe-hakkinda-bilinmeyenler-dr-lee-clare-roportaji/
Lee Clare
[Arkeofili dergisi, Göbekli Tepe'de çalışmalar yürüten Alman arkeolog Dr. Lee Clare ile bir söyleşi yapmış. Bu söyleşi şimdiye kadar söylenenlerden daha farklı bir bakış açısı getirdiği için önemlidir. Yazı yeni yayımlandığı için sadece giriş bölümünü aşağıya aldım. Yazının tamamını okumak için lütfen orijinal kaynağına gidiniz.]
Lee Clare, D Yapısı’nda çalışırken.. (Eylül 2018) |
1- Göbeklitepe nedir? Buraya bir tapınak diyebilir miyiz?
İlk ve en önemlisi, Göbeklitepe, MÖ 10. bin yılın sonlarından, MÖ 9. bin yıllarına tarihlenen bir tarih öncesi alandır (MÖ ~ 9,500-8,000). 1500 yıl kadar süren bir dönemden kalma arkeolojik birikintiler içeren yapay bir höyüktür. Bu birikintiler arasında mimari yapılar, atıklar ve tortu birikintileri yer alır. Kazılarda büyük miktarlarda faunal ve botanik kalıntılar, çakmaktaşı ve öğütme taşı eserleri, ayrıca hayvan ve insan tasvirleri ile heykeller ortaya çıkarıldı.
Buranın yorumuna dönecek olursak, Göbeklitepe’nin “tapınak” olarak önerilen işlevinin son derece problemli olduğunu her zaman vurguladım. Bu terim mevcut haliyle, örneğin tanrıların ve eğitimli bir ruhban sınıfının varlığını varsayar. Ayrıca, “tapınakların” (ilahi tapınım için bir yer olmasının yanı sıra) bir tür ekonomik güç kullandığı anlamına gelir. Bu yorum, MÖ 10. ve 9. bin yıllarında yaşayan Taş Devri toplulukları için tamamen gerçek dışıdır. Bu tür “tapınak ekonomileri” en azından geç Kalkolitik / Bronz Çağı’na kadar ortaya çıkmıyor.
Kuşkusuz bu anlayış, Göbeklitepe’de keşfedilen büyük T biçimli dikilitaşların çok özel olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Gerçekten de bu dikilitaşlar, dünyanın herhangi bir yerinden bildiğimiz en eski anıtsal yapılar arasında. Elbette, işlevleriyle ilgili olarak, anıtsallıkları ve biyografileri ile işaret ettikleri gibi; topluluğun ritüel geleneklerinde önemli bir rol oynamış olmalılardı. Bununla birlikte, yapılar, yalnızca sosyal toplantılar için alanlar değil, hayvan, insan ve bunlarla ilişkili sayısız sembolizm tasvirlerinin önerdiği gibi, yerel gelenek ve kimliğin fiziksel ifadeleri olarak da önemli işlevlere sahip olmalıydı.
Devamı için bkz.http://arkeofili.com/gobeklitepe-hakkinda-bilinmeyenler-dr-lee-clare-roportaji/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder