1 Mart 2024 Cuma

Zerdüştiliğin Önemli Metinlerinden Ardavirafname'de Ensest İlişki, Akraba Evliliği Meselesi

 

Ardâvî­râf, Mezdiyesnâ din adamları ve mûbedler üst kurulu tarafından seçilerek dinsel konulara dair birtakım bilgiler getirip dindaşları­na sunması amacıyla metafizik evrenin cennet, cehennem ve araf denilen bölgelerine, bir başka ifadeyle “diriler dünyası”ndan “ölüler diyarı”na gönderilmiş bir kutsal, bir azizdir.

 


Ardâvîrâf’ın yedi kız kard
eşi vardı ve bu yedi kız kardeş onun hanımları gibiydi. Onlar Avesta’yı ezbere biliyor, yeşt ve dua okuyorlardı. Bu olayı duyduklarında kabul etmek onlara çok ağır geldi. Ağlayıp feryat ettiler. Mezdiyesnâ yüksek konseyine çık­tılar. Selam verdiler ve kurul üyelerinin huzurunda ayakta dua etti­ler. 

Yalvararak şöyle dediler: “Bu işi yapmayın ey Ahura Mazda’ya inananlar! Çünkü biz yedi kız kardeşiz ve bir tek erkek kardeşimiz var. Yedi kız kardeş de o erkek kardeşimizin eşleriyiz. Bir çatının yedi direğinin altında temel olan tek sütun kaldırılır­sa bu yedi direk yıkılır. Biz yedi kız kardeşin tek bir erkek kardeşi var. Hayatımız onun yaşamasına bağlı ve bizim koruyucumuz o! Bize tanrıdan ve kutsallardan sonra her iyilik ondan gelir. Siz, onu zamanı gelmeden önce bu diriler şehrinden o ölüler diya­rına gönderiyorsunuz! Bize sebepsiz yere zulmediyorsunuz!

Ahura Mazda inanırları bu sözleri duyduklarında yedi kız kardeşi ikna ederek rahatlattılar. Ardından da, “Biz Vîrâf ı tam yedi gün sonra size sağ salim teslim edeceğiz, bu kutlu ad da onun ola­cak” dediler.  Bunun üzerine kız kardeşler ile kurul üyeleri an­laştılar.

 

 Ardavirafname. Çeviren Nimet Yıldırım, s. 79-80. Pinhan Yayıncılık. 2011/1.

 NOT: Aynı adet, İlkçağda, başka halklarda da görülmektedir. 

 ------------------------------


Yayının Giriş (Ardaviraf ve Eseri Hakkında) kısmında yer alan aynı konuyla ilgili açıklama bölümünden bir alıntı...


"a k r a b a l a r l a  e v l e n m e : Avesta’da xvaetvadada, Pehlevicede  xvetökdas,  xvedö-das ve benzeri şekilleriyle bilinen sözcük terim olarak “yakın ve kan bağı olan akrabalarla evlenme” anlamını ifade eder.

Zerdüşt dinsel kitaplarında, yakın akrabalarla evlenmenin çok sevap kazandıran bir gereklilik ve yükümlülük olmasının ya­nı sıra çok yararlı bir evlilik türü olduğu, bunu terk etmenin hem dünya hayatında hem de ölüm sonrası hayatta insanı büyük cezalarla karşı karşıya getireceğine inanılır. Mînû-yi Hired'e göre, yakın akraba evliliğini yapmayan büyük günah işlemiş ka­ul edilir. Guzîdehâ-yi Zâtsperem'e göre, bu evlilik türü nesli devam ettirmenin en iyi yolu olarak ifade edilir. Eski İran’da Zerdüşt inanışının egemen olduğu çağlarda yakın akrabalarla evlenmek nesli devam ettirmenin iyi yolu olarak kabul edilir ve güzel gelenekler arasında yer alırdı.

İlk İran hanedanı Medler döneminde yakın akrabalarla evlen­me geleneği görülmekte, Ahâmenişler çağındaysa aralarında kan bağı olanların birbirleriyle evlenmeleri, ırkı ve soyu temiz tutma amaçlı gelenekler arasında yer almaktadır. Bu gelenekte kardeş­lerin birbirleriyle, babanın kızıyla, annenin oğluyla evlenmesi gi­bi evlilikler dikkat çekmektedir. Bu gelenek İran toplumlarında Zerdüşt öncesi çağlarda da görülür.

Örneğin Kûrûş ve oğlu Kamboçye, Zerdüşt inanırları olma­malarına rağmen bu konuya yakın ilgi duymuşlardır. Herodotos’a göre kız kardeşini çok sevip onunla evlenmek isteyen Kam­boçye, nüfuzunu kullanıp yargıçları baskı altına alarak kardeş evliliğine izin vermeyen yasaları değiştirip evlenmesinin önünde­ki engellerin kaldırılmasını istemiş; yetkililer de ona hukuk siste­minde böyle bir değişiklik yapamayacaklarını, ancak hükümda­rın her istediğini yapma yetkisi olduğunu belirten bir kanunun varlığını söylemişlerdir. O da, bunun üzerine kız kardeşiyle ev­lenmiş, ardından başka bir kız kardeşiyle daha nikahlanmıştır.

Eski Zerdüşt bağlıları arasında yakın akrabalarla evlenme normal bir durumdu. Eski İran’a dair tarihsel bilgilere yer veren bazı kaynaklarda da benzeri konulara rastlanır; bunlardan birin­de şu cümleler yer almaktadır: 'Muğlar [ruhbanlar] geleneklerine uygun ola­rak anneleriyle bile evleniyorlardı.' 

Her halükârda eski İran’da Zerdüşt inanırları arasında mah­remleriyle evlenme bir gelenektir. Bu gelenekte kız kardeş ve benzeri yakın akrabalarla evlenilmektedir. Hatta Şâyest Neşâyest gibi birtakım dinsel içerikli eserlerde bu tür evliliklerin bazı büyük günahları da silip ortadan kaldırdığına inanılmaktaydı.

Öte yandan hükümdarlar ve saraylılar, hanedan ve aile kanı­nı temiz olarak koruyabilmek için mahremleri ve akrabalarıyla evlenirlerdi. Yakın akraba arasında evliliğin yasak olmayıp tam tersine bir gelenek oluşu nedeniyle, bazen güzel bir kadın, salta­nat tahtı veya diğer değerli miras malları gibi babadan oğula, hükümdardan hükümdara miras da kalırdı. Örneğin Kûrûş’un kızı Atosa sırasıyla Kamboçye, Geomotay Muğ ve Dâryûş’un eşi olmuştur. Kamboçye, Atosa dışında daha önce de söylendiği gibi Roksana adlı diğer kız kardeşiyle de evlenmiştir.

İran mitolojisinde ve özellikle Şahnâme'de, eski İran dinleri­nin özellikleri arasında yakın akrabalarla (mahremlerle) evlenme yaygın geleneklerden biridir. Yakın akrabalarla evlenme eski İran’da daha çok hükümdarlar, şehzadeler, mûbedler, ileri gelen kişiler arasında yaygındı. Yaşadığı çağın büyük din önderi Ardâvîrâf'ın da yedi kız kardeşiyle evlendiği aktarılmaktadır. Bu tür evlilikler Şahnâme'nin  değişik bölümlerindeki kahramanlar tara­fından da gerçekleştirilmiştir. İsfendiyar’ın kız kardeşi Humây’la, İsfendiyar’ın oğlu Behmen’in kendi kızı Humâyi Çehrzâd’la, İskender’in kardeşinin kızı Rûşenekle (Roxana) evlenme­leri buna örnek olarak verilebilir.

Öte yandan bir erkeğin birkaç kız kardeşle evlenmesi de eski İran geleneklerinde yer almaktadır. Behrâm-ı Gûr’un dört kız kardeşle birden evlenmesi bunun en iyi örneğidir. Zerdüşt inanışında akrabalarla evlenmek tavsiye edilmektey­di. Zerdüşt dinsel metinlerinde bu konuyla ilgili olarak tavsiyele­rin akrabalarla evlenme veya onlara yardım etme anlamlarında kabul edilmesi gibi birbirinden farklı görüşler var olsa da, ağır­lıklı görüş bu konudaki tavsiyelerin akrabalar arası evlilik oldu­ğudur. Ardâvîrâfnâme'nin iki bölümünde bu davranış övülmektedir (bkz. Metin 12/8-9 ve 86/1-3).

Öte yandan bazı araştırmacılar tarafından eski İran’da böyle bir geleneğin olmadığı da ifade edilmektedir. Mûbed Âzergoşesp Makâm-i Zen Der İran-i Bâstârı adlı eserinde şunları ifade eder: Yunan yöneticileri en büyük rakipleri olan İranlıları tüm dünya­ya kötülükleriyle tanıtmak ve milletlerin gözünden düşürmek için bazı propagandalara girişmişlerdir. Onların iddialarından biri de İranlıların mahremleriyle evlenme konusudur. Herodot Tarihinde anlatıldığı gibi, Kamboçye’nin yasalarda kız karde­şiyle evlenmesine izin verecek şekilde değişiklik yaptırma isteği de açıkça gösteriyor ki; eski İran yasaları ve geleneklerinde böyle bir durum söz konusu değildir. Ancak daha sonraki tarihçiler Herodotos’un aktardığı olayın bir kısmını kullanarak böyle bir geleneği İran tarihine mal etmeğe çalışmışlardır.

k a r ı- k o c a İLİŞKİLERİ: Ardâvîrâfnâme’nin 24 bölümü karı-koca ilişkilerinde tarafların yanlış tavırları yüzünden ölüm sonrası ha­yatta çarptırılacakları şiddetli cezaların tasvirine yer verir. Bun­lar arasında, 'Yabancı erkeklerle gayri meşru ilişkilerde bulun­ma (62., 64. Bölümler); kocasını tahkir etme, ona kötü sözler söy­leyip sövme (26. Bölüm); kocanın malını kendi zimmetine geçir­me (63. Bölüm); kocasının isteğine olumlu cevap vermeme ve is­tediğinde onunla birlikte olmama (63. Bölüm)...' gibi Mazdeist inanışta günah kabul edilen davranışlar yer almaktadır. " 


A r d â v î r â f n â m e ’de İyilikler ve Kötülükler

iyilikler 

1. Cömert olmak. 

2. Akrabalarla evlilik yapmak. 

3. Adaletle yönetmek. 

4. Doğru sözlü olmak. 

5. Din önderlerinin söylediklerine uymak. 

6. Kocaya karşı iyi davranmak. 

7. İyi düşünceli, iyi sözlü ve iyi davranışlı olmak. 

8. Suyu, ateşi, toprağı, bitkileri, sığırları, koyunları ve Ahura Mazda’nın bütün yaratıklarını hoşnut etmek. 

9. Yeziş, Dron gibi ibadetlerle tanrıyı hoşnut etmek. 

10. Tanrıya karşı gerekli ibadetleri yerine getirmek. 

11. Tanrıya kurban sunmak.

12. Hem dünyadaki hem de fizikötesi evrendeki tanrıların emirlerini yerine getirmek. 

13. Kocayı hoşnut etmek, ona saygıda kusur etmemek. 

14. Namusunu korumak. 

15. Mezdiyesnâ inanışında şüphe ve tereddütü olmamak. 

16. Sevap kazanma ve günahlardan kaçınmaya çabalamak. 

17. Dinsel ibadetlerini yerine getirmek. 

18. Dua okumak. 

19. Ordu mensubu olmak; savaşçı olmak. 

20. Zararlı yaratıkları öldürmek. 

21. Çiftçilik yapmak. 

22. Zanaatkâr olmak. 

23. Çobanlık yapmak. 

24. Hayvan beslemek; hayvanları kurttan, hırsızdan ve kötü niyetli insanlardan korumak. 

25. İnsanlara yararlı ve değerli ürünler sunmak. 

26. İnançlarında dosdoğru olmak. 

27. Öğretmenlik yapmak. 

28. Araştırmacı bir kişilik olmak. 

29. Bilim adamı olmak. 

30. İnsanları iyiliklerinde desteklemek. 

31. Duyarlı kişilik sahibi olmak. 

32. Yardımlarını kimselerden esirgememek. 

33. Barış için çaba sarf etmek. 

34. İyilik dostu olmak. 

35. Mezdiyesnâ inanırları arasında yer almak.


kötülükler 

1. Ölülerin arkasından çok ağlamak, saçını başını yolmak. 

2. İnsanları doğru yoldan saptırıp kötülüklere sürüklemek. 

3. İyilikleri bırakıp kötülüklere dalmak.

4. Erkek erkeğe ilişkiye girmek. 

5. Âdet halinde cinsel ilişkiye girmek, ateşe ve suya yaklaş­mak. 

6. Kutsal ve iyi insanları öldürmek. 

7. Aybaşı halindeki kadınlarla ilişkiye girmek. 

8. Yeme ve içme esnasında konuşmak. 

9. Bâj/zemzeme okumamak. 

10. Yeşt okumamak. 

11. Yabancı erkeklerle ilişkiye girmek, fahişelik yapmak. 

12. Bir ayağına ayakkabı giyip diğerine giymemek. 

13. Kostî bağlamadan yürümek. 

14. Ayakta idrar yapmak. 

15. Şeytanın emirlerine uymak. 

16. Kocasını alçak görmek, ona karşı uzun dilli olmak. 

17. Emri altındakileri küçük düşürmek, acı sözle incitmek. 

18. Ölçü ve tartıya dikkat etmemek. 

19. Şaraba su katmak, tahıllara toprak karıştırmak. 

20. İnsanlara ederinden fazla değerlerle mal satmak. 

21. İnsanların mallarını çalmak, yağmacılıkla geçinmek. 

22. Kötü idarecilik yapmak. 

23. İnsanlara karşı bağışlayıcı davranmamak. 

24. Hataları affetmemek. 

25. İnsanları azarlamak. 

26. İnsanlara zarar vermek. 

27. İşlenen suçun gerektirdiğinden fazla ceza vermek. 

28. Gıybet ederek insanlar arasına ayrılık tohumları saçmak. 

29. İnsanların aralarını açarak birbirlerine düşman etmek. 

30. Dince belirlenen ölçüleri gözetmeden hayvan öldürmek. 

31. Haddinden fazla mal biriktirmek, iyi insanlara yedirme­mek. 

32. Bedenini iyi ve yararlı işlerde kullanmamak.

33. Atık maddeleri kutsal ve temiz ateşin üzerine atmak, ateşi teninden değersiz görmek ve temizlenmeden yaklaş­mak. 

34. Büyücülük yapmak. 

35. Ateşi kötü bakışlarla etkilemek, kasıtlı olarak söndür­mek. 

36. Ölmüş bir bedeni tek başına taşımak. 

37. Bedenini dinsel kurallar gereğince yıkayıp temizlememek. 

38. Yalan söylemek. 

39. insanlara yarar sağlamayan sözleri konuşmak. 

40. Babaların çocuklarına sahip çıkmamaları. 

41. Çocuğunu rahminde öldürüp kasıtlı olarak düşük yap­mak. 

42. Yalancı şahitlik yapmak. 

43. Başkalarının mal varlığını hilelerle, hırsızlıkla ele geçir­mek. 

44. Dostlarını düşmanlarına satmak. 

45. İnsanları ikiyüzlülük ve aldatıcı sözlerle aldatmak. 

46. İnsanları yanlışlara, kötü inanışlara ve kötü yollara dü­şürmek. 

47. Batıl dinleri yeryüzünde insanlar arasında yaymak. 

48. Çoban köpekleri ve bekçi köpeklerini aç bırakmak. 

49. Verdiği sözde durmamak. 

50. Behrâm ateşini söndürmek. 

51. Derin ırmaklar üzerindeki köprüleri yıkmak. 

52. Yıkıcılık ve bozgunculuk yapmak 

53. Aşırı hırs sahibi olmak. 

54. Şehvetine esir olmak. 

55. Günahsız, temiz insanları öldürmek. 

56. Tanrıyı ve gerçek dinleri inkâr etmek. 

57. Kirlenmiş elini yüzünü ve bedeninin diğer atık maddelerini, büyük durgun sularda ve çeşme suyunda yıkamak. 

58. Açlıktan ağlayan çocuğuna acımamak, onu terk etmek. 

59. Evli kadınlarla cinsel ilişkiye girmek. 

60. Kurbağa, karınca, yılan, akrep gibi zararlı yaratıkları öl­dürmemek. 

61. Dinin kutsallarına inanmamak. 

62. Adil Ahura Mazda’ya saygıda ve övgüde bulunmamak. 

63. Cennetteki ödüllere ve cehennemdeki azaba inanmamak. 

64. Kıyametin gerçekleşeceğine, ölüm sonrası hayata kesin olarak inanmamak, bu konularda şüpheler ileri sürmek. 

65. Yabancı erkeklerle gayrimeşru ilişkiler kurup hamile kal­mak. 

66. Baba ve anneyi incitmek, sonra da özür dilememek. 

67. Kötü yöneticilik yapmak. Adil davranmamak. 

68. İnsanların haklarını kısmak. 

69. Yoksullar ve yolcuların istek ve şikâyetlerine kulak tıka­mak. 

70. Yoksulları ve misafirleri aşağılamak. 

71. Puthanelerin hizmetinde bulunmak. 

72. Kötü düşünmek, kötü konuşmak ve kötü işler yapmak. 

73. Ehrimen ve şeytanların dinlerine inanmak. 

74. Hatalarından dolayı insanları uyarmamak. 

75. İyilik ve doğruluğu insanlara öğretmemek. 

76. Kocasını aldatmak. 

77. İstediğinde kocasıyla birlikte olmamak. 

78. Eşcinsel ilişkiye girmek. 

79. Güzel ve çekici sözleriyle yabancı kadınları aldatmak. 

80. Daha güzel görünmek için aşırı derecede süslenmek. 

81. Hayvanları ve özellikle de Verzâ sığırını aç bırakmak. 

82. Binek ve yük hayvanlarına güçlerini aşan işler yaptır­mak.

83. Rüşvet karşılığında yalancı yargıçlık yapmak. 

84. ölçü ve tartıyı kendi lehine eksik ve noksan yapmak. 

85. Kocasından gizli çok et yemek, başkalarına da yedirmek 

86. Cimrilik yapmak. 

87. Hakemlik yaparken taraf tutmak. 

88. İnsanlardan iyilikleri esirgemek. 

89. Leş yemek. 

90. Evlerini ve misafirhanelerini yolculara, misafirlere açma­mak.

91. Çocuklarına süt emzirmemek ve onları çelimsiz bırak­mak. 

92. Yöneticilerine karşı itaatsizlik etmek. 

93. Ahura Mazda’nın rızkını yiyip Ehrimen’in işlerini yap­mak.


Aynı Kaynak, s. 37- 40


Şu kaynaklara da bkz. 

https://dergipark.org.tr/tr/pub/kuifd/issue/72603/1149047

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1045517

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1045561


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder