16 Haziran 2019 Pazar

Taş Kesilmiş Niobe


Manisa Sipil Dağı'ndaki Ağlayan Kaya, mitolojik kahraman Niobe ile özdeşleştirilmiştir.
İzmir-Manisa karayoluna yakın olduğu için oradan geçerken dahi görülebilir. Karşıdan değil de
profilden bakınca başı önüne eğik bir kadına benzer. Bir sanat yapıtı mı yoksa aşınmış bir kayanın doğal
olarak aldığı biçim mi olduğu Antik Çağ'dan beri tartışılmaktadır.
Eski Yunan yazarlarının yapıtlarında da sözü edilen bu kayanın Zeus'un taşa dönüştürdüğü
efsanevi Niobe olduğuna inanılır.
Pelops'un kız kardeşi ve aynı zamanda Thebes'in kralı Amphion'un eşi olan Niobe, evliliğinden yedi erkek ve yedi kız çocuğu dünyaya getirmiş­ti. Kızlarının güzelliği ve oğullarının cesurluğu ile her fırsatta övünen Niobe, daha da ileri giderek işi, Leto'yu sadece iki çocuk -Apollon ve Artemis- sa­hip olmakla aşağılamaya kadar götürmüştü.

Sınırları aşan bu kadının söyle­diklerini duyan ve babası Teiresias gibi ünlü bir kahin olan Mante, yaşanacak felaketi tahmin ettiğinden Thebesli kadınları Leto ve çocukları için ibadet et­meye ve kurbanlar sunmaya ikna etti. Bunun üzerine kadınlar Olymposlu­ların gazabına uğramamak için tütsüler yakıp saçlarına defne ağacı yaprakla­rından taçlar taktılar. Tütsü kokusu havaya yayıldıkça orada bulunanlar da dualar etmeye başlamışlardı. Olan biteni öğrenen Niobe kısa bir süre sonra yanına aldığı insanlarla beraber kadınların toplanmış olduğu alana geldi. Gi­yinişinde ve yürüyüşünde bile tanrıçalara benzemek isteyen bir eda ile, sade­ce iki çocuğu olan bir kadına ibadet etmektense birbirinden güzel on dört ço­cuğu olan ve Zeus ile bir zamanlar Titanların lideri olan Atlas'ın torunu olan ve aynı zamanda Kadmos Krallığı'nda kraliçe olan bir kadına tapmalarını söyledi onlara. Hakaretlerinde ve aşağılamalarında o kadar ileri gittik ki, Ar­temis'in bir kızdan çok erkeğe, Apollon'un ise bir erkekten çok kıza benzedi­ğini bile söyledi. Niobe'ye göre on dört çocuktan birkaçını kaybetmesi ondan çok fazla bir şey almayacaktı. Fakat Leto'nun böyle bir felaketle karşılaşması durumunda tamamen yapayalnız kalacağını da ekledi konuşmasına.

Niobe'nin çocuklarının öldürülmesi
Sanatçı: Marcantonio Raimondi  1541

İbadeti yarıda kesmeye cüret eden Niobe yüzünden Thebesli kadınlar alçak seslerle Leto ve çocuklarına dua etmeye ve onlardan af dilemeye çalış­tılarsa da artık çok geçti. Leto bir kadın ve iki Olymposlu'nun annesi olarak kendisine yapılan bu saygısızlık karşısında çocuklarını çağırarak
onlardan bu kendini bilmez kadının küstahlığını cezalandırmalarını istedi. Apollon Ni­obe'nin oğullarını Kithairon Dağı'nda avlanırken buldu. Aralarından sadece annesi Leto'ya dua eden Amyklas haricindeki diğer altı delikanlıyı gönderdi­ği oklarla öldürdü. Aynı şekilde kızların hepsi de Amyklas gibi Leto'ya dua eden biri haricinde (Meliboia) sarayda iplik eğirirken Artemis'in gizli oklarıyla can verdiler. Kardeşlerinin cansız bedenlerini aniden yanında gören ve ka­pıldığı korku yüzünden sararıp solan Meliboia, daha sonra Khloris ismini al­dı ve birkaç yıl sonra Neleus ile evlendi. Her iki kardeş de başlarına gelen fe­laketten hemen sonra Leto onuruna bir tapınak inşa etmeyi ihmal etmedi. Bununla beraber bazı yazarlar, Niobe'nin hiçbir çocuğunun iki Olymposlunun gazabından sağ olarak kurtulamadığını ve Amphion'un da Apollon'a başkal­dırması nedeniyle yine aynı tanrı tarafından öldürüldüğünü öne sürerler.
Niobe'nin çocuklarının öldürülmesi 1772
Sanatçı. Jacques Louis David 


Acılı anne çocuklarının ölüm haberi üzerine ağıtlar yakıp dokuz gün dokuz gece onların cansız bedenlerini gömmek için her yeri aradı durdu. Zi­ra bu olayda Leto'nun tarafını tutan Zeus, Thebeslilerin hepsini taşa çevirmiş­ti. Niobe'nin cesetleri bulamayacağını anlayan Olymposlular onuncu günde kendi aralarında düzenledikleri cenaze töreni ile Apollon ve Artemis'in öl­dürdüğü çocukların cesetlerini gömdüler. Çocuklarının ölümüne neden ol­duğu için dayanılmaz acılar içerisinde babası Tantalos'un ülkesinde bulunan Sipylos Dağı'na gelen Niobe, burada çektiği azaptan kurtulması için Zeus ta­rafından bir kayaya dönüştürüldü. Niobe'nin dönüştürüldüğü kayanın bir yüzü ilkbahar aylarında rahatlıkla görülebilir bir şekilde bugün bile ıslak ve nemlidir.[1]

Hem kendi hayatını hem de çocuklarını kaybeden, Amphion'un ölü­münden sonra ülkede yaşayan
insanların hepsi büyük işler başaran kralları için ağıtlar yakıp dualar ettiler. Fakat kendisi gibi boş yere gururlanmayı adet haline getiren kardeşi Pelops'un dışında hiç kimse Niobe'nin ölümüne üzü­lüp ağıtlar yakmadı.[2]

Niobe'nin sahip olduğu çocukların sayısı yazarlara göre büyük farklılık gösterir. Örneğin Homeros'a göre on iki olan bu sayı Hesiodos'a göre yirmi, Herodotos'a göre dört ve nihayet Sappho'ya göre ise on sekizdir. Fakat Euripides ve Apollodoros tarafından nakledilen ve akla daha çok yatkın olan anlatıma göre Niobe'nin yedi kızı ve aynı şekilde yedi tane oğlu vardı. Efsane­nin Thebes versiyonuna göre Niobe bir Titan olan Atlas'ın torunuydu. Argiv­liler ile Pelasgların anlattığı şekliyle Niobe yine bir Titan, fakat bu kez Phoro­neus'un kızı ya da annesi olarak tasvir edilmiştir (Apollodoros: ii. 1. 1, Kritik - Euripides Orestes 932). Buna göre Niobe, Zeus'un o güne dek baştan çıkardığı ilk ölümlüdür. (Sicilyalı Diodoros: iv. 9. 14; Apollodoros: a.g.e.; Pausani­ as: ii. 22. 6). Söz konusu efsanede geçen olaylar ayrıca sayıları yedi olan Titan tanrı ve tanrıçalarının Olymposlular tarafından yenilgiye uğradıktan hemen sonra cezalandırılmalarıyla da alakalı olabilir.

Eğer durum gerçekten böyleyse hikaye, Yunanistan, Filistin, Suriye ve Avrupa'nın kuzeybatı  taraflarında uzun bir süre geçerli olan ve ayın yedi günden oluşan dört haftadan oluştuğu ve her bir günün yedi gezegensel güçten biri tarafından yönetildiği tezine dayanan takvimin değiştirildiğini anlatır niteliktedir. Homeros'un anlatımın­da karşılaştığımız (llyada xxiv. 603-17) Amphion ve çocuğu, muhtemelen bu takvimdeki on üç ayı sembolize etmektedir. Sispylos Dağı da çok büyük bir olasılıkla Titan kültünün Anadolu' daki son uğrak yeridir. Söz konusu kültün Yunanistan'daki son durağı ise Thebes şehriydi. Niobe'nin çocuklarını kay­bettikten sonra sözü edilen dağa gelmesi, burada Titan kültünün izlerine rast­lamasındandır. Onun insan formunu andıran bir kayaya çevrilen cesedi, yay­dan kopan oklar gibi Güneş' ten kopup gelen ışıkları gördüğünde karla kaplı zemininde daima ıslak bir görünüm kazanır. İnsan şeklini andıran bu görü­nüm, MÖ 15. yüzyılın sonlarına doğru aynı dağa Hititlerin Ana Tanrıçası'nın silüetinin oyulmasıyla daha da pekiştirilmiştir. Bir başka önemli ayrıntı ise, mezarı her güneş çıktığında eriyen karların verdiği ıslaklığı andıran Niobe'nin adının da "karlı" anlamına gelmesidir; sözcükteki b harfi Latince bir kelime olan nivis'deki v'yi ya da Yunanca bir kelime olan nipha'daki ph'yi temsil etmektedir. Kraliçenin kızlarından biri Hyginus'un anlatımında, eğer chionos niphades "kar bulutu" sözcüğünün bir varyantı değilse, Yunanca ile hiçbir alakası olmayan Chiade olarak isimlendirilmiştir.

Parthenios (Erotika Pathemata 33), eserinde, efsaneyi oldukça farklı bir şekilde anlatır. Buna göre Niobe'nin aşağılamalarına daha fazla dayanama­yan Leto, Niobe'nin babasının ona aşık olmasını sağlar. Niobe babasının ken­disine olan ilgisini fark ettiğinde onu şiddetle reddeder. Kızıyla ensest bir iliş­ki yaşamak isteyen fakat bunda başarılı olamayan baba, bunun üzerine Ni­obe'nin çocuklarının hepsini yakar. Acılı annenin yaşadıkları bununla da bit­mez. Kocası Amphion da vahşi bir domuzun saldırısına uğrayarak hayatını kaybeder. Hem çocuklarnı hem de kocasını kaybeden Niobe de kendisini bir kayalıktan atarak hayatına son verir.

Parthenios dışında Euripides'in Phoeni­cian Women (Fenikeli Kadınlar) adlı eseri üzerine çalışma
yapan mitolog tara­fından da teyit edilen bu hikayenin; Kinyras, Smyrna ve Adonis'in anlatıldı­ğı efsanelerin yanı sıra Tanrı Molokh onuruna çocukların yakılması şeklinde olan gelenekten de etkilenmiş olduğu açıktır.

1. Hyginus: Fabulae 9 - 10; Apollodoros: iii. 5. 6; Homeros: llyada xxiv. 612; Ovidius:
Metamorp­ hoses vi. 146-312; Pausanias: v. 16. 3; viii. 2. 5 - i. 21. 5; Sophokles: Elektra 150-52.

2. Ovidius: Metamorphoses vi. 401-4.

Metin: Yunan Mitleri, Tanrılar, Kahramanlar, Söylenceler, Rober Graves, Say Yayınları, 2010/2, s. 342-344

1 yorum:

  1. Küçükken Manisa'da üç yıl yaşadım. Her dışarı çıktığımda Niobe'yi bulurdu gözlerim, onu selamlar sevgimi yollar, el sallardım.

    YanıtlaSil