idam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
idam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Mayıs 2017 Pazar

Cellat Çeşmesi

Reşat Ekrem Koçu

Topkapu Sarayında, Babıhümayun ile Babüsselam (Orta Kapu) arasında kalan birinci avluda Orta Kapuya doğru yaklaşırken, sağ taraftaki duvarda bir Çeşme görülür, adı «Cellat Çeşmesi» dir. Çeşmenin önünde sütunumsu bir taş vardır, onun da adı «İbret Taşı» dır. Her ikisinin de hatırası kanlıdır. Kafası cellat satırı ile uçurulan veya boynuna dolanan kemend ile boğulduktan sonra başı gövdesinden ayrılan bedbaht insanların kelleleri bu taşın üstünde teşhir edilirdi. Ve cellatlar satır, bıçak ve usturalarındaki insan kanını bu Çeşmede yıkayıp akıtırlardı.

24 Şubat 2017 Cuma

Kanlı Yasalar: İngiltere'de İdam Cezası

Arthur Koestler


https://en.wikipedia.org/wiki/File:William_Hogarth_-_Industry_and_Idleness,_Plate_11;_The_Idle_'Prentice_Executed_at_Tyburn.png
Bu geziyi iki devrede yürüteceğiz: Önce 1800 yılları civarında suçla mücadele metodunu anlatacağız,
sonra da bu duruma nasıl gelindiğini görmek için daha öncelere gideceğiz. Ondokuzuncu yüzyılın başında, ülkemizin [İngiltere] ceza mevzuatı kanlı yasalar adıyla anılırdı. Bu yasalar iki yüz yirmi veya iki yüz otuz suçu ölümle cezalandırmak gibi bir özelliğe sahipti ki, dünyada başka hiç bir yasa aynı niteliği taşımıyordu.

23 Şubat 2017 Perşembe

Arthur Koestler: "Yarı yarıya asılmış Smith"

Arthur Koestler


İspanyol iç savaşı sırasında, 1937 yılında, casusluk suçlamasıyla ölüm cezası yemiş olarak hapishane arkadaşlarımın idamlarına tanık olup, kendiminkine hazırlandığım bir üç ay geçirdim. Bu üç ay dolayısıyla ölüm cezasına tıpkı, infazdan onbeş dakika sonra boynundaki ip kopup da, bu süre içinde ölmemiş olan, « Yarı yarıya asılmış Smith»in besleyeceği cinsten özel bir ilgi besledim. Böylece bu sakin ülkede, ne zaman bir erkek veya kadının boynu yağlı ilmikte kırılsa, anılarım kapanmamış bir yara gibi yeniden irinlenmeye başlar. Ölüm cezası sürdükçe gerçekte hiç bir zaman iç huzura kavuşamayacağım.

İşte beni harekete iten eğilim budur. Durumumun, kitabın içindeki kanıtlara ayrı bir renk kattığını kabul ederim. Ama bu olayları değiştirmez ve bu kitap da çoğu zaman olaylardan sözetmektedir.

Albert Camus: «Saat beşte adalet yerine getirildi."

Albert Camus

1914 savaşından az önce, suçu fazlasıyla öfke uyandıran bir katil (bir çiftçi, ailesini çocuklarıyla birlikte öldürmüştü) Cezayir’de idama mahkûm edildi. Sözkonusu kişi, kan çılgınlığı içinde cinayet işleyen, üstelik kurbanlarının öteberisini çalarak durumunu ağırlaştıran bir tarım işçisiydi. Olay büyük yankılar uyandırdı. Genellikle, kafasının kesilmesinin böyle bir canavar için pek yumuşak bir ceza olacağı düşünülmekteydi. Çocukların da öldürülmüş olmasını büyük bir tiksintiyle karşılayan babamın da aynı şekilde düşündüğünü söylediler.

Bu konuda bildiğim pek az şeyden biri, kendisinin infazda hazır bulunmak istemiş olmasıdır. Büyük bir kalabalıkla birlikte, şehrin öbür ucundaki infaz yerine gitmek için geceyarısı kalkmıştı. O sabah gördüklerinden bir daha kimseye tek kelime söz etmedi.