Bir
saat içinde devlet şeklinin görüşülmesi ve düzenlenmesine ait başka bir örneğe
tarihin hiçbir döneminde tesadüf etmek mümkün değildir. Bize kalırsa görüşmeye lüzum bile kalmasa
konu biraz uzatılmalı, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun ayaküstünde düzeltildiği
hissi verilmemeliydi.
Ahmet
Emin Yalman (Vatan–1923)
.....
Cumhuriyetin
ilanı ve reisliğine de Mustafa Kemal Paşa’nın seçilmesi bazı çevreleri
memnuniyetsizliğe itmiştir. [Bunlar, bu gidişin cumhuriyetle sonuçlanacağından]
habersiz mi bulunuyorlardı. Bugün feryat, figan eden, hayret gösteren çevre
acaba ne umuyorlardı? Acaba ne gibi projeler hayaller besliyorlardı?
Prueudus
(Rumca Gazete–1923)
....
Hükümetimizin
şekli cumhuriyet oldu. Pek güzel oldu ve iyi oldu. Fakat bunu yapanın tarzı, o
kadar aceleci o kadar alışılmamış idi ki. Cumhuriyetin en samimi
taraftarlarında bile bir ürkeklik meydana getirdi. … Bütün endişeler,
Hâkimiyeti Milliye Ruhu’nun saklı kalıp kalmayacağına ve işlerimizin serbest
tartışma yoluyla görülüp görülmeyeceğine aittir.
Hüseyin
Cahid (Tanin–1923 )
....
Ankara
gazetelerine ve bilir bilmez işlere karışanlara asıl şu suali sormak; “Efendiler
nereye gidiyorsunuz, nerede duracaksınız?” demek bizim hakkımızdır. Acaba bu
konuda amaç ne ise; yerine geldikten sonra, meseleler nihayet bitmiş olacak mı?
Yoksa yarın da bir diktatörlük, öbürsü gün de bir saltanat meselesi, ortaya
getirilecek midir?
Velid
Ebuzziya (Tevhid-i Efkâr–1923)
...
Cahit
Bey’i temin etmek isteriz ki kendileri, yani kendisi ve arkadaşları, ucu bucağı
gelmez evhama (kuşku) tutulmuşlardır. Böyle bir şeyin aslı olmadığı gibi, aslı
olmak ihtimali dahi yoktur. Bu memlekette kesinlikle bir meclis hâkimiyeti
vardır ve olacaktır.
Yunus
Nadi (Cumhuriyet ve Hürriyet- 1923)
...
Rauf Bey'den saltanat ve hilafet konusundaki kanaat ve
düşüncesinin ne olduğunu sordum. Verdiği cevapta şu açıklamalarda bulundu: Ben,
dedi, saltanat ve hilafet makamına vicdanımla ve duygularımla bağlıyım. Çünkü
benim babam, Padişahın ekmeği ve nimetiyle yetişmiş, Osmanlı Devleti'nin ileri
gelen adamları sırasına geçmiştir. Benim de kanımda o nimetin zerreleri vardır.
Ben nankör değilim ve olmam. Padişah'a bağlılık borcumdur. Halifeye bağlılığım
ise terbiyem gereğidir. Bunlardan başka, genel bir görüşüm de vardır. Bizde
milleti ve kamuoyunu elde tutmak güçtür. Bunu ancak, herkesin erişemeyeceği
kadar yüksek görülmeye alışılmış bir makam sağlayabilir. 0 da saltanat ve
hilafet makamıdır. Bu makamı ortadan kaldırıp onun yerine başka nitelikte bir
makam getirmeye çalışmak felakete ve büyük acılara yol açar. Bu da asla doğru
olamaz.
Mustafa Kemal Atatürk, NUTUK
(Kaynak: Toplumsal Tarih, sayı 60)
İlgili dergide daha fazlası da vardı.
YanıtlaSilDergi artık elimde olmadığı için kontrol edemiyorum, Mustafa Kemal'in görüşünü ben ilave etmiş olabilirim.
YanıtlaSil