Romanın kahramanı, savaşın başında rastladığı askere gönüllü kaydetme töreninden etkilenerek; yarı şaka, yarı macera derken, kendi isteğiyle askere yazılmıştır. Metin derlemedir. Sınıfta kullanmaya uygun hale getirilmiştir. DK
Bu
albay anlaşılan tam bir canavardı! Artık bundan emindim, bir köpekten bile
beterdi, kendi ölümünü hayal etmekten acizdi. Aynı zamanda başka bir gerçeğe
daha vakıf olmaktaydım [fark etmekteydim]. Ordumuzda onun gibi nice
yiğitler vardı ola ki, tabii karşı ordu da herhalde bizden aşağı kalmıyordu.
Kim bilir sayıları ne kadar çoktu? Toplam; bir, iki, belki de birkaç milyon? O
andan itibaren korkum paniğe dönüştü.
Böyle yaratıklar olduğu sürece bu korkunç saçmalık, sonsuza dek devam
edebilirdi. Yeryüzündeki tek korkak ben miyim diye düşündüm hem de nasıl
dehşete kapılarak. Saçlarının dibine kadar silahlanmış ve ölçüyü kaçırmış ve de
kahraman iki milyon çılgının arasında kaybolmuş muydum? Albay hala tınmıyordu.
Bayırda, yağan kurşunların ortasında generalden gelen küçük mektupları alıp, telaş etmeden okuyuşunu, ardından da küçük parçalara bölüp yırtışını izliyordum. Bu mektuplardan hiçbirinde bu iğrençliğe derhal son verme emri yok muydu yahu? Yukarıdakiler bu işte bir hata olduğunu söylemiyorlar mıydı ona? Hayır, ortada bir hata yoktu. Bu yaptıklarımız, birbirimizi bile görmeden, birbirimizin üzerine böyle ateş etmemiz falan, yasak değildi yani. Gerçekten de anlamıştım artık. Kıyamete giden bir haçlı seferine katılmıştım. Yolun ta öbür ucundan iki Alman onbeş dakikadır işi gücü bırakmış ateş etmekle meşguldüler. Albayımız onların neden ateş ettiklerini belki de biliyordu. Ama ben gerçekten bilmiyordum. Belleğimi ne kadar sorgularsam sorgulayayım, ben Almanlara hiçbir kötülük yapmamıştım. Onlara karşı hep kibar davranmıştım, pek de saygılıydım hep.
Bayırda, yağan kurşunların ortasında generalden gelen küçük mektupları alıp, telaş etmeden okuyuşunu, ardından da küçük parçalara bölüp yırtışını izliyordum. Bu mektuplardan hiçbirinde bu iğrençliğe derhal son verme emri yok muydu yahu? Yukarıdakiler bu işte bir hata olduğunu söylemiyorlar mıydı ona? Hayır, ortada bir hata yoktu. Bu yaptıklarımız, birbirimizi bile görmeden, birbirimizin üzerine böyle ateş etmemiz falan, yasak değildi yani. Gerçekten de anlamıştım artık. Kıyamete giden bir haçlı seferine katılmıştım. Yolun ta öbür ucundan iki Alman onbeş dakikadır işi gücü bırakmış ateş etmekle meşguldüler. Albayımız onların neden ateş ettiklerini belki de biliyordu. Ama ben gerçekten bilmiyordum. Belleğimi ne kadar sorgularsam sorgulayayım, ben Almanlara hiçbir kötülük yapmamıştım. Onlara karşı hep kibar davranmıştım, pek de saygılıydım hep.
Ölüm
cezasına çarptırılmanın çeşitleri yolları vardır. Ah! Ah! şu an burada
olacağıma hapiste olmak için neler vermezdim, neler… Geri zekalı kafam….
Louis
Ferdinand Céline, Gecenin Sonuna
Yolculuk, YKY, S: 27-31
Başlığı ben yazdım. DK
(ayrıca bkz. https://tr.wikipedia.org/wiki/Louis-Ferdinand_C%C3%A9line )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder