18 Aralık 2015 Cuma

Charles Dickens’ tan 19. Yüzyıl İngiltere’sine Eleştirel Bir Bakış

Suphi Burak ÜSKENT 
Yüksek Lisans Tezi (2006)
[Tezin tamamını okumak için aşağıdaki linke bkz.]


https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/3/36/Dickens_by_Watkins_1858.png
Charles John Huffam Dickens (7 Şubat 1812 – 9 Haziran 1870) İngiliz yazar ve toplumsal eleştirmen. En unutulmaz kurgusal karakterlerden bazılarını yaratmasının yanında Victoria devrinin en iyi romancısı olarak kabul edilir. Charles Dickens, 1812'de İngiltere'de, Porstmouth yakınlarında doğdu. 12 yaşındayken ayakkabı boyası yapan bir fabrikaya girdi, kutulara etiket yapıştırmakla görevlendirildi. Bu sırada Dickens'in babası cezaevindeydi; çünkü gırtlağına kadar borca batmıştı, kimseye parasını ödeyemez duruma düşmüştü. Charles dört ay boyunca fabrikada çalıştı, Pazar günlerini de ailesiyle birlikte cezaevinde geçiriyordu. Bu dönem geleceğin romancısının ruhunda derin izler bıraktı. Babası cezaevinden çıktıktan sonra Charles işvereniyle kavga etti, böylece boya fabrikasından ayrılıp okula başladı. 1827'de okulu bitirdikten sonra bir noterin yanına girdi. Daha sonra hem bu işi yürütmeye, hem de yazmaya başladı; giderek yazar olarak büyük ün kazandı. 1 


[Aşağıda yazarın Zor Zamanlar romanında yer alan konuyla ilgili örnekler vardır.] 

Dickens, tam da bu dönemde yaşamış bir insan olarak Endüstri Devrimi’nin insana ve topluma bakış açısını çok iyi biliyordu. Fabrikalar, fabrikalarda kullanılan makineler, bu makinelerin sayıları, kullanım biçimleri, fabrikalarda çalıştırılan insanların sayıları, kimlik numaraları, eğitim ve sağlık istatistikleri, iktisadi ve endüstriyel rakamlar, milli servetin sayısal değerleri, ekonomi ve bu büyük devrimle ilgisi olan her konunun ucu sonuçta sayılara, dolayısıyla da matematiğe dayanıyordu. Bütün bunların yanı sıra, insanların çocuklar ve kadınlar da dahil olmak üzere saatler boyunca çalıştırılmaları, özel kimlik numaralarıyla fişlenmeleri ve eğitim kurumlarında yapılan derslerde bile her konunun sayılarla ifade edilmesi zorunluluğu da sayısal bilimlere o zamanlar verilen önemden kaynaklanmaktaydı. Makineleşme sonucu gelişmekte olan ağır sanayinin, ucuz işçiliğin altında ezilen, patronlarınca yalnızca sayılar ya da “eller” olarak görülen ve bu şekilde insanlıklarını kaybeden insanlar da makineleşmişlerdi.

Dickens’ın sayıları kullanmak suretiyle izlediği eleştiri yöntemlerinden bir diğeri ise istatistiksel verilerin kullanımıdır. Dickens’ın bize aktardığı bilgilere göre, çalışan kesimdeki insanlar ne kadar mekanik hale gelmiş ise, üst tabakayı oluşturan işverenleri de o kadar aritmetiksel hale gelmiştir. Bay Gradgrind  (roman kahramanı) ile “banker, tacir, üretici ve daha pek çok şey olan” arkadaşı Bay Bounderby (roman kahramanı) gibi nüfuz sahibi işverenler için, yalnızca elde ettikleri kâr, istihdam sayıları, yıllık hedeflerindeki kalkınma planı, ölüm ve iş kaybı ya da suç ve iş kaybı gibi konular birinci sıradadır. Bu konuları anlayabilmenin tek yolu karmaşık hesaplar, denklemler, istatistiksel rakamlar yani kısacası matematik bilmektir. Hiçbir şeyi merak etmeden, düşünmeden sadece matematik bilmek… Öyle ki, bu insanlar kendilerine uygun bir parola geliştirmişlerdir: Never Wonder yani Asla Merak Etme! Başka bir deyişle; bir makine, bilgisayar ya da robot gibi doğum, ölüm, üreme, hastalık, sağlık, kâr, zarar, milli gelir, aile geliri vs. oranlarını sadece ve sadece hesaplamak önemlidir. Sorgulamak, düşünmek ve hissetmek yasaktır.


19. YÜZYIL İNGİLİZ ROMANINDA ENDÜSTRİ DEVRİMİ’NİN YANSIMALARI
acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3278/4132.pdf

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder