27 Aralık 2015 Pazar

Kaos Teorisi Nedir?


[Yazının tamamı için aşağıdaki linke bkz.]
Sadegül Akbaba Altun
2001
Lorenz'in Kelebek Etkisi sistemi.https://tr.wikipedia.org/wiki/Kaos_kuram%C4%B1
....
Sözlük anlamıyla kaos "düzensizlik ve karmaşa" olarak tanımlanmaktadır. Kaos teorisi, ilk bakışta yüklenen anlamdan farklı bir içeriğe sahiptir. Kaos teorisi kaosun altındaki düzeni vurgular

Rockler (1990-1991) kaos teorisini beş madde halinde özetler:
1. Kaos teorisi, evrenin doğrusal olmayan yönlerini açıklamamıza yardım eder.
2. Kaos teorisi, Newton modelinin -indirgemeci yaklaşımı ile kuantum fiziğinin rastgeleliği arasında köprüdür.
3. Kaos teorisi, sistemin başındaki küçük değişikliklerin sonunda çok büyük sonuçlara gideceğini gösterir.
4. Kaosu anlamanın bir sonucu da evrenin açık sistem olduğunu göstermesidir.
5. Birçok beşeri sistem, en iyi şekilde kaos teorisi ile açıklanabilir. İnsan vücudunun doğası ve hava tahminleri bunun en son örnekleridir.

Kaos teorisine son zamanlarda olan bu ilgi aslında MIT (Massachussets Institute of Technology) de çalışan Edward Lorenz adındaki bir meteoroloji uzmanının çalışması ile yakından ilgilidir. Edward Lorenz, hava durumlarındaki değişiklikleri belirlemek için bir program oluşturmuş  ve hava durumunu bilgisayardaki gözlemlerinde bir gün onu şaşırtan olayla karşılaşmış ve başlangıçtaki verilerin onun düşündüğü olası sonuçlardan çok daha büyük  etkileri olduğunu tespit etmiştir (Gleick, 1987).
Garmston ve Wellman'a (1995) göre Lorenz'in bu tespiti iki önemli konuya dikkat çekmektedir. Bunlar:
1. Başlangıçtaki küçük değişiklikler dinamik sistemlerde çok büyük sonuçlar doğurabilir.
2. Bu tür sistemlerde daha fazla bilgi, daha açık tahminler yapabilmenin garantisi olmamaktadır.

Kaosun tarihsel ve felsefi temelleri
Töremen (2000) kaosun sosyal bilimlere yeni girdiğini ve bilimden çok felsefe düzeyinde tartışılacak konulardan biri olduğunu söylerken, Bütz (1995) kaosun ilkçağların felsefi bir kavramı olduğunu vurgulamaktadır.

Kaos, felsefi bir kavram olarak ilk çağ uygarlıklarına kadar giden uzun bir tarihe sahiptir. Bütz (1995) kaos teorisinin ilk çağlardaki köklerini araştırarak, teoriyi felsefi ve bilimsel boyutu ile detaylı bir biçimde incelemiştir. Yaptığı incelemeden varmış olduğu sonuca göre, kaos, ilk çağın felsefi kavramıdır. Ancak kaos ve düzensizlikler son 200 yıl içerisinde, çoğunluğu birbiri arasında doğrusal ilişki içinde olmayan olaylara pozitivist cevap arayan bilim adamlarınca göz ardı edilmiştir. Bütz (1995) makalesinde kaosu, ilk çağlardaki mitolojilerde görmenin mümkün olduğunu belirtip, örneklerle bu görüsünü desteklemiştir.  Örneğin, Çin imparatorluğu (i.Ö. 2598-2698 Sarı imparator Dönemi) Mısır Uygarlığı (i.Ö. 2500), Babil Krallığı (i.Ö. 1300), Amerika'nın yerlileri ve Eski Yunan (i .Ö. 700) uygarlıklarının mitolojilerinde kaosa yer verilmiştir. Son çeyrek yüzyıl içerisinde kaos kavramı matematikçi James York tarafından yazılan makalenin başlığını ve içeriğini oluşturmuştur.
Bütz'e (1995) göre kaos teorisi, fizikteki birçok teoride olduğu gibi Bati toplumlarının ya da Avrupalı-Amerikalıların bakış açısına göre ele alınmıştır.

Fen bilimlerinde geçmiş yüzyılda kompleks sistemler, basit doğrusal olaylarla açıklanmaya çalışılmıştır. Geçmişte doğrusal olmayan (birbiri arasında lineer ilişki olmayan) kaotik olan önermeler veya sistemlerden kaçınılmıştır. Kaos teorisinin popüler olması ile birlikte batılı bilim adamları kaos ve doğrusal olmayan varoluşlarla uğraşmak zorunda kalmışlardır.
Avrupa geleneğinden olmayan diğer kültürler, tarihsel olarak varoluşun dogrusal olmayan ve kaotik gerçeğine değer vermişlerdir. Kaosla ilgili bu fikirler, bilimsel alanda yeni görülmesine rağmen aslında hiç de yeni olmayan olgulardır. Gleick'e (1987) göre 20. yüzyıl, görecelilik (relativite), quantum  mekaniği ve kaos gibi önemli üç devrim ile anılacaktır.

Kaos teorisinin kendine özgü anahtar niteliği taşıyan terminolojisi vardır. Bu özellikler o kadar iç içe geçmişlerdir ki, bunları anlamadan kaos teorisini anlamak ve yorumlamak mümkün değildir. Kaos teorisinin özelliğini vurgulamak için kullanılan ilkeleri;
*Doğrusal olmama (birbiri arasında lineer ilişki olmayan-nonlinearity),
*Dönüt (feedback),
*Çatallanma ve yüzlerin değişimi (bifurcation and face changes),
*Garip çekiciler (strange attractors),
*Ölçek (scale),
*Fraktallar ve karşılıkları (fractals and correspondance),
*Kendi kendine örgütlenme (self-organization), ve kendi kendine yenilenme (selfrenewal) (Murphy, 1996);
*Başlangıç durumuna duyarlı bağlılık (sensitive dependance on initial condition),
*Kaos örüntüleri (chaos pattern),
*Evrensellik (universality),
*Zaman zaman tekrar eden (rekörsiv) simetriler,
*Rastgele şoklar (random shocks),
*Kelebek etkisi (butterfly effect) ,
*Türbülans başlangıcı (onset on turbulance) ve
*Yapıların dağılması gibi kavramlardır (dissipated structure) (Lindsay, 1989; Griffiths, Hurt, Blair, 1991).

Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, Güz 2001, sayı 28, s: 451-454

1 yorum: