25 Aralık 2015 Cuma

Kazıların Kraliçesi Agatha

Çiğdem Maner 

Soldan sağa: Agatha Christie Mallowan, Miss Parker, Irene Haines, Halaf, Carl Haines, Max Mallowan,
Don McCown, Mohammed Ali www.penn.museum
Agatha Christie'nin Ortadoğu'ya olan ilgisinin nereden geldiğini merak eden herhalde pek çok kişi olmuştur. Kırk yaşındayken kendisinden on dört yaş genç olan arkeolog Max Mallowan ile evlenen Agatha, Ortadoğu'yu gezerek kazı çalışmalarına katılmıştır. Mezopotamya'da Ölüm, Doğu Ekspresi'nde Cinayet, Nil'de Ölüm ve Ceset ile Randevu isimli romanlarının ilhamını ikinci eşi Max Mallowan ile yaptığı kazılar ve Ortadoğu'daki gezilerinden almıştır. Agatha Christie uzun seneler boyunca kocasının kazılarında çalışmış ve birçok cinayet öyküsünü oralarda yazmıştır. Kitaplarından bahsettiği zaman, "aktörler sahte ama mekânlar gerçek" dermiş.
avillageinsyria.org
......
Max ile Yeni Bir Hayat
Max ile evlendikten sonra Agatha'yı yepyeni ufuklar ve macera dolu bir hayat beklemektedir. 1930-1931 senesinin sonunda Max Mallowan, Woolley'ler ve Ur ile vedalaşır, çünkü Katherine Woolley kazıda başka eşlerin bulunmasını kesinlikle istememektedir. Bu yüzden Reginald Campbell Thompson'un Ninive'ye gelme teklifini büyük bir sevinç ile kabul ederler. Ninive'deki kazı dönemi bittikten sonra, yirmi sekiz yaşındaki Mallowan kendisini tek başına bir kazı yürütecek kadar bilinçli ve güçlü hisseder. Ninive'de kazmış olduğu derin açmada Halaf malı adı verilen desenli keramikler bulmuştur. Mallowan'ın keramikleri daha iyi anlaması için Halaf tabakalarının daha verimli olduğu bir yer bulması gereklidir. Max ve Agatha, 1933'te Musul'a giderler. Sonbaharda İngiltere'de özel bir hocadan keramik çizmeyi öğrenen Agatha sabırsızlıkla keramik çizmeyi beklemektedir. Mallowan kazı için Ninive'nin 5 km. kuzeyinde bulunan Arpaçiyah köyünün yakınındaki Tell Reşva'yı seçer; fakat Irak hükümeti ile buluntu paylaşımında problem yaşadığından Suriye'de kazıya başlamayı düşünür. Çalışmaları için Habur vadisini seçer ve hemen yüzey araştırmalarına başlar. Çogar Bazaar'da yapılan bir deneme kazısı üzerine burasının kazı için en uygun yer olduğuna karar verir. Sonuçta Mallowan haklı çıkar. Höyüğün kuzeybatı tarafında beş Halaf katı ve ayrıca Samarra ve Habur malı adı verilen keramikler bulunur. (…)


İngiliz Turistler Kahire dışındaki Giza'da, Sfenks'in önünde.
Agatha Christie de bu noktayı 1910 yılında ziyaret etmişti.
lisawallerrogers.com

Üçüncü sezonda Şamşi Adad döneminden kalan yanmış bir saray ve yetmişe yakın çivi yazılı tablet bulurlar. Çogar Bazaar'dan sonra Mallowan Tell Brak'a yönelir. 1937'de başlayan kazıdan sonra iki dönem daha kazılacaktır. Tell Brak'taki kazılar daha senelerce sürebilirdi ama Mallowan yerel ağalarla olan anlaşmazlıklardan dolayı, 150 km. batıda bulunan Balih vadisine yönelmeye karar verir ve yüzey araştırması yapar. 1939'da savaşın ilan edilmesi ile Mallowan kazı çalışmalarına bir müddet ara verir. Savaştan döndükten sonra Tell Brak ve Çogar Bazaar buluntularını inceler. 1947'de arkadaşlarının desteği ile Londra Üniversitesi'nde ilk Proto ve Önasya Arkeoloji Profesörü olur (1960'a kadar).

… 1947'de çift tekrar Ortadoğu'ya gitmek ister. Max kendisine Layard'ın araştırma yaptığı Nimrud'u seçer. Agatha'nın yazdığına göre, Nimrud'da "çok sakin ve mutlu bir hayat" yaşamışlardır.
……
 Tell'lerin etrafında yürümekten ayakkabıları eskiyen ve düzgün yürüme alışkanlığını kaybeden Agatha, kitabında arkeologların neden devamlı yere baktığını anladığını yazmaktadır. Yakında kendisinin de etrafa bakmayı unutacağını ve sadece ayaklarına (orada ne varsa!) odaklanacağından korktuğunu yazmaktadır. Ama bunlara rağmen bulunan buluntularda bugün kullandığı çanak çömleğin atalarını görmekten kaçınmaz. 

Max için höyüğün seçimi üç kritere bağlıdır: 1. Civarda işçi bulunabilecek bir köyün varlığı, 2. Yakında bir su kaynağının oluşu ve 3. Höyüğün arkeolojik açıdan verimli oluşu. Kitapta bir diğer ilginç kısım, kazıda çalışan işçiler hakkındadır. Çogar Bazaar'da çalışan yüz kırk işçi Arap, Kürt, Yezidi, Hıristiyan ve Türktür. Christie en iyi işçilerin Türkler olduğunu yazmaktadır. Sabahtan Arap başlıkları takarak sınırdan geçip, Irak'a geçtikten sonra da tekrar Türk başlıklarını taktıklarını yazmaktadır. Bu kadar çok değişik milletten olan işçileri idare etmek elbette kolay değildir. Müslümanlar cumayı tatil isterler, diğerleri de pazar gününü. Bunun üzerine Max salı gününü tatil günü olarak ilan eder. İşçilerin daha dikkatli çalışmaları için her bulunan buluntu için bahşiş verilir. Agatha, Max'ın maaş ödeme günlerindeki halini tren garının gişesindeki biletçininkine benzetmektedir.
…….

Toplumsal Tarih, sayı 115

Görselleri ben yerleştirdim. DK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder