Recep Yıldırım
[Yazarımız bu konuda değişen kriterleri/görüşleri ait olduklara zamanları dikkate alarak sıralamış. Zaman içinde değişen görüşleri görmek ve anlamak, bir çok konuya eleştirel yaklaşmamızı sağlayabilir.]
1880-1890
yıllarında, insanın insan olmasındaki en önemli etkenin, bu canlı türünün
çevresine hem biyolojik hem de zihinsel uyum sağlaması olduğu kabul ediliyordu.
1900 yıllarında ise düşünce ön plana alınmış, insanın düşünen bir canlı olduğu üzerinde durulmuş, insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliğinin onun düşünebilmesi olduğu vurgulanmıştır.
1960 yıllarında ise asıl önemli olanın dil yani konuşabilme yeteneği olduğu ileri sürülmüştür.
1970’li yıllarda insanın geçmişteki en büyük başarısının avcılık olduğu ve insanı insan yapan özelliklerinin çoğunun da bu başarılı avcılığına bağlı olduğu görüşü egemenlik kazanmıştır.
1980’li yıllardan itibaren de insanın, insanlığının saptanmasının çok yönlü bir olay olduğu ve bu saptamada tek ölçütün kullanılmasının sakıncalı olduğu görüşü yaygınlaşmıştır. Güncel görüş, insanı insan yapan tek bir ölçüt veya özelliğin olmadığı çünkü bunun ardında hem anatomik hem teknolojik hem de sosyo-kültürel öğelerin bulunması ağırlıktadır.
Önasya Tarih ve Uygarlıkları, 1996, İzmir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder