8 Aralık 2015 Salı

Theodor Herzl





Herzl, Basel'deki "Drei Könige" adlı otelin balkonunda. Bu fotoğraf 5.Siyonist Kongresi esnasında Ephraim Moses Lilien tarafından çekildi. https://tr.wikipedia.org/wiki/Theodor_Herzl
1860’da Budapeşte’de doğan Theodor Herzl, babasıyla Liberal Sinagog’a giden bir çocuktur. Geçliğine Sionist fikirlerin farkında olsa da , annesi onu Yahudi Aydınlanma fikirlerine göre yetiştirir. 1866’da Herzl, Pest’te Yahudi ilkokuluna yazılır, daha sonra Realschule’ye gider ve 1878’de klasik liseden mezun olur. Kız kardeşinin ölümünden sonra, aile üniversitede hukuk çalışmalarına başladığı Viyana’ya taşınır.
1881’de Alman öğrenci birliğine katılır ama bazı üyelerinin anti-semit fikirleri üzerine 1883’te bu birlikten ayrılır. 1884’te hukuk doktorasını tamamlar, Viyana ve Salzburg’da mahkemelerde çalışmaya başlar. Ancak kısa bir süre sonra, kendini yazı yazmaya adamaya karar verir ve 1885’te bir dizi feuilletons ile felsefi hikayeler yayımlamaya başlar. Bu dönemde Avusturya ve Almanya sahnelerinde oynanan bir çok oyun yazar ve Avrupa’da sık sık seyahat eder. 1881’de evlenir ve üç çocuk sahibi olur.

1891’den 1895’e kadar
Herzl, Viyana Neue Freie Presse’nin Paris muhabiri olarak görev yapar ve Dreyfus Davası'na şahit olur. Yahudi probleminin ancak Yahudi anavatanında bir ülkenin kurulmasıyla çözülebileceğine ikna olan Herzl, bu projesini tartışmak üzere üzere Baron Maurice de Hirsch ile görüşmek ister. Herzl, bu planın aciliyeti konusunda Baron’u ikna edemediğinde, görüşlerini altmış beş sayfalık bir makalede açıklar ve bunu Rothschildlere gönderir. Bu çalışma 1896 Şubat’ında yayımlanan Yahudi Devlet kitabının taslağını oluşturur. Bu eserini, 1902’de yayımlanan ütopya çalışması Altneuland ( Eski-Yeni Toprak) takip eder. Herzl’in modern Yahudi yaşamı tartışmaları özgün değildir, fikirlerinin bir çoğu Moses Hess ve Leon Pinsker gibi daha önceki Sionist düşünürler tarafından öne sürülmüştür. Ancak Herzl’in Yahudi devlet konusundaki en büyük başarısı bu konuyu en üst düzeydeki diplomatik ve politik çevrelere taşıması olmuştur.

Planının önemine inanan Herzl, Yahudi anavatanını kurulmasının Yahudi varoluşunu tamamen dönüştüreceğine dikkat çeker. 1895’te günlüğündeki ilk yazı, bu inancının yoğunluğu yansıtır:

"Uzun bir süredir çok önemli ve büyük bir görevle uğraşmaktayım. Bugün, bu fikri gerçekleştirebileceğimi henüz söyleyemem. Bu adeta devasa bir rüya... Neleri doğuracağını tahmin etmek daha mümkün değil. Ama tecrübelerim, henüz bir hayal bile olsa, bunun muhteşem bir şey olduğunu ve bunları yazmam gerektiğini söylüyor. İnsanlık için bir anı olmazsa bile daha sonraki yıllarda kendi zevkim ve derin düşüncelerim için... Ve belki de bu olasılıkların arasında bir şey için: Edebiyatın zenginleşmesi için. Romantizm bir gerçekliğe dönüşmezse, en azından gerçekler romantizme dönüşebilir. Başlık: Vaat edilmiş Topraklar!" (Hertzberg’de, 1969, 204).

Yahudi Devlet’in girişinde Herzl, bir Yahudi anavatanı bulma harekatının basit bir ütopik teori olmadığını, Yahudiler’in çok kötü koşullarda çektikleri sıkıntı ve yaşadıkları baskıları sonucunda doğan gerçekçi bir teklif olduğunu öne sürer. Bunu tek bir Yahudi’nin savunması, bu planın uygulanabilirliğini azaltacaktır. Ancak bir çok Yahudi bunun önemli olduğuna karar verirse, uygulanması da tamamen olası olabilecektir. Pinsker gibi Herzl de , Yahudi sorunun ancak Yahudilerin tek bir ulus olarak birlik olmasıyla çözülebileceğini düşünür:

"Yaşadığımız her yerde, oradaki yerli halkla kaynaşmak için her şeyi denedik ve sadece atalarımızın inancını korumaya çalıştık. Bunun için bize izin verilmedi. Boşuna sadık vatanseverler, hatta aşırı vatanseverler olduk. Boşuna hayatlarımızdan ve mal mülkümüzden vatandaşlarımız kadar fedakarlık ettik. Yaşadığımız yerleri sanat ve bilimde ilerletmek, ticaretle zenginleştirmek için boşuna uğraştık. Yüzyıllardır yaşadığımız ülkelerde yabancılar olarak bakıldık... ‘Yabancı’nın kim olduğuna çoğunluk karar verir. Bu, ve insanlar arasındaki ilişkiler hakkında her şey bir güç meselesidir." ( 209)

Yahudi ulusuna karşı olan eski önyargılar Batı toplumunun içine işlemiştir- Asimilasyon, Yahudi nüfusunun sıkıntılarına çare olmayacaktır. Anti semitizm hastalığının tek bir ilacı vardır: O da Yahudi ulusu ve cumhuriyetinin yaratılmasıdır. Yahudi Devlet’te Herzl, bu tarz bir politik ve sosyal varlığın özelliklerini anlatır. Projenin iki birim tarafından yürütülmesi gerektiğini öne sürer: Yahudi Cemiyeti ve Yahudi Şirketi. Bilimsel program ve siyasi politikalar Yahudi Şirketi tarafından uygulanmalıdır. Bu birim, göç eden Yahudilerin iş borçlarını kapatan kurum olacak ve yeni ülkenin ticari işlerini düzenleyecektir. Bu çerçeve içinde Yahudi göçü adım adım ilerleyecektir. İlk başta en yoksul kişiler Yahudi Devlet’e yerleşecek, buraya yollar, köprüler, demir yolları ve telgraf hatları inşa edeceklerdir. Ayrıca, nehirleri düzenleyecek ve kendilerine yerleşim yerleri kuracaklardır. Bu işlerle ticaret yaratılacak, yeni pazarlar ortaya çıkacaktır. Böyle bir ekonomik hareketlilik yeni yerleşimcileri çekecek ve nüfus bu şekilde artacaktır.

Yahudi devletinin kurulmasını isteyen bireyler Yahudi Cemiyetini desteklemeli ve girişimlerine arka çıkmalıdır. Böylelikle diğer uluslar karşısında onun otorite sahibi olmasını sağlayacak ve devletin uluslararası hukuka göre tanınmasına yardımcı olacaktır. Diğer ülkeler Yahudilere kendi ülkelerinde egemenlik hakkı tanımak isterlerse, Cemiyet bunun için görüşmelere başlayabilecektir. Böyle bir Yahudi devletinin nerede olacağı sorusuna karşılık Herzl, iki öneride bulunur: Filistin ya da Arjantin. Herzl, Arjantin’in çok geniş bir alana yayılmış, az nüfuslu ve dünyanın en verimli topraklarına sahip yerlerden biri olduğunu belirtir. Diğer yandan Filistin, Yahudilerin tarihi anavatanıdır. Padişahı, Yahudilerin vatan sahibi olması konusunda ikna edebilirlerse, Yahudiler, bunun karşılığında Osmanlı’nın tüm ekonomik işlerini sürdürebileceklerdir. Bu şekilde Yahudiler, Avrupa ve Asya’ya karşı bir savunma duvarı oluşturacak ve Hıristiyanların kutsal yerleri uluslararası tarafsız bölgeye koyulabilecektir. Her iki teklifin de belli avantajları vardır ve Herzl Yahudi ulusu toplum olarak ne istese de, Cemiyet’in verileni kabul etmesi gerektiğini savunur.

Bu çalışmasının sonucunda Herzl, yüzyıllarca süren katliamların ardından bütün ulusun sığınacak bir yerin hayalini kurduğunu dile getirir:

"Bu amaç için mücadele eden özgeci savaşçıları nasıl bir zaferin beklediğini düşünün! Böylelikle, topraktan muhteşem bir Yahudi neslinin fışkıracağına inanıyorum. Makabiler tekrar dirilecektir. Açılış sözlerimi bir kez daha yinelememe izin verin: Yahudiler, eğer gerçekten isterlerse vatanlarına kavuşacaklardır. En sonunda kendi topraklarımızda özgür insanlar gibi yaşayabilecek ve evlerimizde huzur içinde öleceğiz. Dünya hürriyetimizle özgürlüğüne kavuşacak, büyüklüğümüzle ihtişamlı olacak, zenginliğimizle refaha erecektir. Kendimiz için denediğimiz her şey, bütün insanlık için yararlı olacaktır." ( 225-6).

Altneuland kitabında Herzl, Filistin’deki böyle bir Yahudi devletinin ekonomik ve sosyal yapısını tartışır. Ekonominin temellerinin işbirlikçi olması gerektiğini savunur. Burada, yeni İsrael’in , on dokuzuncu yüzyıl Avrupası'ndaki sosyalizm ütopyasını gerçekleştirebileceğini öne sürer. Ayrıca Herzl, böyle bir toplumda oy kullanma hakkı ve kadınların tüm sosyal haklara sahip olmalarının çok önemli olduğunu da belirtir. Herzl’e göre, eğitim anaokulundan üniversiteye kadar herkes için parasız olmalıdır. Her kadın ve erkek hastanelerde, sağlık ocaklarında, yetimhanelerde , huzurevlerinde iki senelik sosyal hizmette bulunmalıdır. Kitapta kentsel tasarımdan da bahsedilir: Yeni şehirler, gelişigüzel yayılmayı önleyecek biçimde planlanmalıdır. Toplu taşıma sistemi ve ucuz elektrik sağlayacak hidro elektrik santralleri kurulmalıdır. Herzl toplumun toprak edinme düzen ve kurallarına kutsal kitaptaki yedinci nadas yılının da entegre edilmesini önerir.

Biri Yahudi devletinin kurulmasını, diğeri de Filistin’deki Yahudi hayatını anlatan bu iki çalışma laik Sionizm davasını güçlendirmiştir. 1903’te İngiliz Hükümeti Herzl’e Uganda’da toprak vermeyi önerir. O sene Sionist Kongre’de Herzl, bu teklifin geçici bir çözüm olarak kabul edilebileceğini açıklar. Bu öneriyi incelemek için karar alındıysa da Rus Sionist tarafı isyan eder ve bu karar reddedilir. Çalışmalarında yorgun düşen Herzl 3 Temmuz 1904’te vefat eder. Yaklaşık 50 sene sonra, 17 Ağustos 1949’da, cenazesi İsrael Devleti’nin bayrağıyla örtülü bir şekilde gömülmek üzere uçakla yaratmayı hayal ettiği ülkeye getirilir.


Refersanlar
A. Hertzberg (ed) The Zionist Idea: A Historical Analysis and reader, new York, 1969

Herzl’in Önemli Çalışmaları: Theodor Herzl, A Jewish State, New York , 1970
Theodor Herzl, Zionist Writings, New York, 1973-5

Daha Fazla Bilgi İçin:
J. Adler, Herzl Paradox, Social and economic Theories oa a Realist, New York, 1962
A.Bein, Theodor Herzl, Cleveland, OH, 1962
A.Choraqui, A Man Alone, Jerusalem, 1970
J. De Haas, Theodor Herzl, New York, 1927
A.Elon , Herzl, New York, 1975
B. Halpern, İdea of the Jewish State, Cambridge, MA and London, 1961

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder