Nazlı Ökten
Galileo Galilei’nin sonunda “ne yazık içinden kahraman çıkaramayan halklara” sözüne karşılık “ne yazık kahramanlara ihtiyaç duyan halklara” cevabı verilir. Bu cevabı pek sevip sahiplenmiştim, ta ki Corto Maltese ile tanışana kadar. O güne değin ne bir kahramanım vardı ne de hayranlık duyduğum biri. Hayranlık duyma sözü bile bende tuhaf bir tiksinti uyandırırdı; ne yalan söyleyeyim bir tür aşağılanmışlık duygusu. Bir kahramana ihtiyacım olmadığını sanıyorum ta ki Corto ile tanışana kadar. Corto ile tanışmam gerçek bir çizgi roman kütüphanesiyle tanışmamla eş zamanlıydı. Kütüphanesinde çizgi romana ciddi yer ayıran kısa boylu hülyalı bakışlı Parisli çocuk bir tarih düşkünüydü; karşılaştığımız her binanın tarihçesiyle ilgili birşeyleri vardı anlatacak. Sabaha karşı İrlandalıların barında yanımızda satranç oynayan iki adama bakarak Zweig’ın Satranç Oyuncuları kitabından söz etmeye başlayınca ciddiye almıştım onu ilk.
“Corto
Maltese” Semerkant’taki Altın Yaldızlı Ev
Yazar:
Hugo Pratt, Dost
Yayınları, 2004 s:
12-13
|
Sonra Corto Maltese’in yolunun İttihat ve Terakki ile kesiştiği ve hatta Enver Bey’le selamlaştığı Semerkand macerasını elime tutuşturduğunda Hugo Pratt’ın tarihsel malzemesini nasıl kullandığını görünce Pratt’ı da ciddiye almaya karar verdim. Büyüklere de hayal kurma kapılarını açık tutan çizgi romancılardan biriydi Pratt. Büyük kitapçıların çizgi romanların bulunduğu bölümlerinde rafların dibine çökmüş, yanına yaslanmış, para yettiremedikleri çizgi romanları okuyanların arasına ben de karıştığımda hayal dünyasının birçok ülkesi gibi bu ülkenin sakinlerinin de daha çok ergenlik çağındaki erkekler olduğunu gördüm. Biz kadınların içine gömülü durduğumuz gerçeklikten kurtulup hayallerimizin peşinden gitmemiz zor olduğu için belki de; neyse bunu geçelim… Başka bir kıtadan buralı bir yazar Corto Maltese’in tüm maceralarını İngilizceden hediye edince Corto ile tanışmam tamamlandı. (Bir hocam, başkalarının tutkularının peşinden gitme demişti bana, başlangıçta çok doğru gelmişti bu söz ama şimdi düşünüyorum da başkalarının tutkularından ne çok şey öğrenmişim).
“Corto Maltese” Semerkant’taki Altın Yaldızlı Ev
Yazar: Hugo Pratt, Dost Yayınları, 2004 s: 12-13
|
Corto tüm kuralları bilip hiçbirini tanımayan biridir herşeyden önce. Kadere, büyüye inanan bir mistiktir ama avucunun içinde talih çizgisini göremeyen falcı kadına gözlerini dikip bir bıçakla kendi kaderini kendi çiziverir eline. Bir çok çizgi roman kahramanı gibi yakışıklıdır ve keskin çizgileri vardır yüzünün. Corto bir kadına hiçbir şey vaat etmeyeceği için bu denli çekicidir; söylenenlerin zenginliği hiçbir zaman söylenmemişlerinkiyle başa çıkamaz. Hiç kimse hiçbir şey beklemeyen ve hiçbir şey vaat etmeyen bir erkek kadar çekici olamaz. Hugo Pratt kadınların ve erkeklerin birarada gönlünü almayı bilir; şapkasından paçasına kadar erotize edilmiş bir kahramandır Corto, kadınları yatağa atarken görülmeye ihtiyacı yoktur. Corto Maltese’in yoluna çıkan kadınlar güçlü ve özgündürler. Onu etkiler ama asla ele geçiremezler. Kimsenin kimseye ait olmadığı ama dostlukların güçlü olduğu bir dünyadır bu. Rasputin, Corto’nun düşmanıysa da aralarında hınzır bir anlaşma vardır. Kimseden tam olarak nefret etmeyiz bu dünyada, herkesi bir tarafından anlayıveririz bir an da olsa.
“Corto Maltese” Semerkant’taki Altın Yaldızlı Ev
Yazar: Hugo Pratt, Dost Yayınları, 2004 s: 12-13
|
Corto bir denizcidir; tıpkı ona esin kaynağı olan, Jack London’la yolları kesişmiş genç adam gibi. Her kahraman gibi ilelebet genç kalacaktır, ağzında sigarası uçuşan paltosuyla denize bakacaktır. Hep uzaklara gidecektir ve bizi hep peşinden sürükleyecektir. Hugo Pratt işte bu yüzden kendisi ölünce Corto’yu bir başkasının çizmeye devam etmesini vasiyet eder; Manara olabilir mesela. Enki Bilal’in renkler ve esintilerle dolu çizgi dünyasıyla karşılaştıranlar için, Pratt’ın, Corto için yarattığı çizgiler başlangıçta basit görünebilir ama sırları sadeliklerindedir. Siyah beyaz ve sade çizgileri boşlukları hayal gücünüzle doldurmaya izin verir. Corto Maltese’in dünyasında herşey mümkündür: 2. Dünya Savaşı sırasında Venedik’te bir mason locasının toplantısına da düşebilir tepeden, 1. Dünya Savaşı öncesinde İttihat ve Terakki’nin gizli toplantısına da. Tavşan deliğinden düşen Alice gibi onun da karşılaşabileceği şeylerin tek sınırı hayal gücünün zenginliğidir.
Enver Paşa'nın ölümü.
|
Farklı paradigmaların birarada varolabileceğini bilmek ama hiçbirini kendi doğrusu olarak sahiplenmemek anlamında mistik ve anarşist bir denizcidir Corto Maltese. Her olasılığı yoklar, her kapıyı açar ama hiçbir yerde çakılı kalmaz. Tarih bilinciyle birleşmiş bir hayalgücünün kapılarını açar insana. Çocuk olmadan da hayal kurabileceğini gösterir. Hülyalı bakışlı Parisli çocuk “haydi bir hayalini söyle onu gerçekleştirmek için uğraşalım” demişti bir keresinde; uzun uzun yüzüne bakıp kendime sormuştum gerçekleştirmek istediğim bir hayalim var mı ki diye. Ne yazık gerçeğin çamurlu bataklığına saplanıp gözlerini çaresizlikle gökyüzüne dikenlere! Ne yazık gerçekleştirmek isteyecek
http://cortomaltese.com/cities/
|
https://kadinbedensahnedunya.wordpress.com/tag/corto-maltese/
[Bu adreste Altzine’in eski sayılarından, diye bir not var ama bu kaynağı doğrulatamadım. Siyah-beyaz görseller benim arşivimden. Başlığı ben yazdım. DK]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder