Wolfram Eberhard
Bunların ekonomisine büyük hayvan
yetiştirme ekonomisi denebilir. Özellikle at yetiştirilir, eti ve sütü yenir,
içilir. Sığır ve koyun da beslenir. Aynı zamanda az miktarda yardımcı tarımla da
uğraşılır, böylece kış yemi ile ek yem sağlanır idi. Avcılık de ek besin
kaynağı olarak bir rol oynar idi.
Fakat Çin Han sülalesi(MÖ. 206 – MS. 220)
döneminde Hunlarda tarım yavaş yavaş kalkar. Çünkü Çin’den buğdayın ticaret
yoluyla elde edilmesi daha ekonomiktir. Çin tarım bölgesine yapılan yağma
akınlarıyla avcılık da değer ve önemini yitirir. Böylece Han dönemi Hunların
ekonomik yapısı, yağma ya da ticaret ile davar yetiştirme kültürüne dönüşür.
Bundan sonra bir çok bunalımlar birbirini izler: Yağmacılığın sonucu olarak,
kısa bir süre için tarımcı Çinliler, göçebe Hunlara düzenli haraç verirler.
Bununla ticaret başlar.
Göçebenin yüksek tabakası olan hükümdar ile soylu
aileler, yeni malların tüketimine yönelirler, gittikçe daha görkemli malları
tüketirler. Böylece tarımcı ülkenin üretimine daha çok bağımlı olurlar.
Göçebelerin soylu tabakasını hoşnut etmek için, değişimde tarımcı ülkeye
sağlanması gereken mallar, göçebe halk tabakasının gittikçe daha çok vermek
zorunda kaldıkları atlarında, kocabaş hayvanlarından ve onların ürünlerinden
ibarettir. Bu nedenle, göçebe arasındaki toplumsal çelişkiler, daha çok
belirginleşir. Aynı zamanda soylu tabakalar gevşerler, askeri güçlerini
yitirirler. Malların göçebeye akıp gitmesi, tarımcı ülke(Çin) ekonomisini
elverişsiz yönde etkiler ve bu malların dışarıya gönderilmesinin önlenmesi
eğilimi güç kazanır.
Öte yandan, göçebenin bu mallar karşılığında verdiği at,
bir savaş silahıdır; at, tarımcı ülkenin askeri gücünü çoğaltır. Değişimden
kaçınma eğilimi yeter derecede ilerlediği zaman, dostça(rüşvet) ya da
düşmanca(savaş) çatışmalar olur. Tarımcı ülkenin savaştan amacı, göçebe siyasal
birliğini parçalamak, boyları dağıtmak ve bu yoldan onları güçsüzleştirmektir.
Ayrıca göçebenin otlaklarını ele geçirince, Çin köylüsü bu otlaklara ekip
biçmesi için yerleştirilir. Göçebeye harac ödenmesi sona erer. Göçebe siyasal
birliği çözülür. Topluluk ayrı ayrı boylara bölünür. Ek besini de sağlayamadıklarından,
göçebe halk kitlesi gibi, soylular da fakirleşir.
Fakirleşmeyi boylar arasındaki savaşlar
izler. Boylar arasındaki savaşların amacı, bir boyun öteki boyun hayvan
sürülerini ve otlaklarını zorla ele geçirerek, insanlarını köleleştirerek kendi
beslenme sorununu çözmeye çalışmasıdır. Savaşı kazanan boyun, bu yoldan yaşam
düzeyi yükselir. Savaşta kazanan boyların kişisel yetenek sahibi şefleri,
böylece kısa zamanda parolaları savaşmak olan yeni boy birlikleri kurabilirler.
Çok geçmeden savaş öteki boy birliklerine, tarımcı devlete karşı verilir. Bunu
tarım devletine karşı verilen daha büyük savaşlar izler ve yukarıda belirtilen
bunalımlar yeniden başlar.
Bozkır devletlerinin böyle meydana geldiklerini
sanıyorum.
Doğan Avcıoğlu, Türklerin Tarihi, I.
Cilt,Tekin Yayınevi,1994, içinde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder