13 Aralık 2015 Pazar

Yazı İlerleme midir?


Claude Levi-Strauss

http://www.culturekiosque.com/art/exhibiti/rheartegypt.html
İnsanların önceki birikimlerinden, ancak yazıyla kalıcı kılınmışlarsa yararlanabilecekleri açıktır. Gerçi, ilkel dediğimiz toplumlarda şaşırtıcı bir hatırlama yetisi olduğunu biliyorum. Fakat bu tür başarının sınırlı olduğu açıktır. Yazı bulunmuş olmalı ki her neslin bilgisi, deneyleri, acı ve tatlı deneyimleri birikebilsin. Böylelikle bu malzeme ışığında sonraki nesiller aynı şeylerle uğraşmayıp, tekniği geliştirmek ve ilerlemeyi sağlamak için bunlardan yararlansınlar.

Ama yazı ilerleme midir? Yazı, insanlık tarihinde, bizim çağımızın başlangıcından üç, dört bin yıl kadar önce, insanlığın en önemli ve temel keşiflerinin zaten yapılmış  olduğu bir zamanda ortaya çıktı. Tarımın keşfi, hayvanların evcilleştirilmesi  yazı yokken yapılmıştır.

Dolayısıyla yazı, bize ilerlemenin önkoşulu gibi görünürse de insanlığın gerçekleştirdiği en canalıcı ilerlemelerin, yazının yardımı olmadan başarıldığını unutmamalıyız.

Uygarlığımızda yazı en azından belirli bir bölgede ortaya çıkmıştır.  Ama bu saptamanın hemen arkasından şu soruları sormalıyız, “yazının bulunduğu sırada neler oluyordu?  Onu ortaya çıkaran koşullar neler olabilir?”

Bu bağlamda söylenebilecek bir tek olgu var. Her zaman ve her yerde yazının ortaya çıkması  ile ilişkili görülebilecek tek olay efendiler ve kölelerden oluşan, nüfusun bir kısmının çalıştırıldığı, hiyerarşik toplumların kurulmasıdır.

Yazının kullanıldığı ilk işleri düşündüğümüzde, yazının, en başta iktidarla bağıntılı olduğu açıkça görülür. Kayıtlar, kataloglar, sayımlar, kanunlar ve yönetmelikler için kullanılmıştır yazı. Her durumda amaç, ister mülkiyetin, ister insanların kontrolü olsun, yazı; bazı insanların dünya servetleri ve diğer insanlar üzerinde uyguladıkları bir gücün kanıtıdır.

İlerleme denilen olgu, bilginin sermayeleşme ve tekelleşmesiyle ilgilidir ki bu da ancak yazının ortaya çıkmasından sonra gerçekleştirilebildi. Gerçek olan şudur ki, yazının kendisi, insanın insan tarafından sömürüsüne dayanan toplumlarla daima ilişki halinde olduğudur.

Dolayısıyla yazıdan sonraki dünyaya “uygar”, “ilerlemiş dünya” demek   karmaşık bir sorundur. Doğaya üstünlük sağlayabilmek için insanın insana hükmetmesi ve insanlığın bir kesimine nesne gibi davranması gerekiyorsa ilerleme kavramının yarattığı sorulara artık açık ve basit bir yanıt veremeyiz.

Irk, tarih ve kültür, say;106-108’den derlenmiştir.

 Başlığı ben yazdım DK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder