AYDAN AYDIN
Radikal Kitap / 13/04/2007
1989
yılında Avrupa Amalfi Sosyoloji ve Sosyal Teori ödülünü alan Zygmunt Bauman’ın
Modernite ve Holocaust adlı kitabı yayınlanmasına kadar Yahudi soykırımı
konusunda söylenecek her şeyin söylendiğini düşünenler, kitapla birlikte Nazi
Devleti’nin soykırım politikasının uygar dünyadan ve “gittikçe daha güzele
doğru yol alan” insan toplumundan bir sapma olmadığını, aksine uygar
toplumların tümünün tıpkı Nazi Almanyası gibi örgütlendiğinin iddia edildiğine
tanık oldular.
Modernite
ve Holocaust geçtiğimiz günlerde Versus yayınları tarafından Türkçe’de
yayınlandı. Bauman kitabında tüm modern devletlerin, aralarındaki küçük
ayrımlar bir yana konursa, aynı kalıba oturtulabileceğini öne sürüyor ve bu
kalıbın bürokrasi ve işbölümü tarafından belirlendiğini iddia ediyor. Bauman,
Nazi Almanya’sının da tıpkı diğer modern devletler gibi örgütlendiğinin altını
çiziyor ve yahudi soykırımının bu kalıbın olası doğal sonuçlarından biri
olduğunu belirtiyor.
Bauman’a
gore Holocaust, ne birkaç fanatiğin katliam dürtülerinin ne de faşizmin
acımasızlığının doğal bir sonucudur. Bauman tam tersine katillere güç veren ve
faşizmin böylesine bir katliamı gerçekleştirebilmesine yol açan asıl nedenin;
modern toplum olduğunu, “uygarlığın” yarattığı toplumsal ilişkilerde ve üretim
biçimlerinde katliamın gizli dürtülerinin saklı olduğunu ifade ediyor. Yazar
daha da ileri giderek soykırımdan sorumlu olanların sadece Naziler olmadığını,
Naziler kadar Almanya’da yaşayan sıradan insanların da sorumlu olduğunu
söylüyor. Bauman soykırıma giden yolun teknoloji, bürokrasi, merkezileşmiş ve
bu anlamıyla toplumsal yaşamdan soyutlanmış şiddet, ahlaktan arındırılmış
bilimsellik ve akıl sayesinde döşendiğini; insanların sorumsuzluğunun ve modern
teknik işbölümünün yarattığı atmosferde üretilen uygar dünyaya özgü
kayıtsızlığın bu yolu, Auschwitz’e dek götürdüğünü iddia ediyor.
Holocaust’un
Hitler faşizminin bir sonucu olmaktan çıkarılması, benzer koşullar
yaratıldığında benzer soykırımların da yaşanabileceğinin en kestirme yoldan
söylenmesidir.
Bauman’a
gore Nazilerin başarısının altında yatan temel sır modern toplumun örgütlenişi
ile yakından ilgilidir. Naziler soykırım için özel bir sistem
gerçekleştirmezler. Aksine onlar sadece toplumun örgütlenme biçimi içinde,
kendilerine ait olan “basit” rolleri oynamakla yetinirler. Ardından da yine tüm
modern devletlerde olduğu gibi, yurttaşlardan sadece yasalara uymalarını ve o
güne dek rutinleşen işlerine devam etmelerini ister. Bu anlamıyla Alman
toplumu, faşizm ile birlikte radikal bir dönüşüm geçirmez. Sadece günlük
yaşamın sadeliğinde, her Alman görevini yerine getirmeye devam eder. İşçiler
fabrikalarında çalışır, memurlar devletin resmi işlerini yapar, mühendisler gaz
odalarını planlar, makinistler tutsakları kamplara taşır, gardiyanlar onların
kaçmasını engeller, sağlık memurları elindeki “dezenfekte ilacı” ile dolu olan
torabayı içinde ne olduğunu bilmediği bazı odaların özel bölmelerine boşaltır
ve büyük çoğunluğu ile Alman halkı kendi bireysel eylemlerinin sonuçlarından
“habersiz” ya da işleyişin rutinliğinden doğan kayıtsızlıkla olayları izlemekle
yetinir.
Zygmunt Bauman http://www.internationalcommunicationsummit.com/it/ics-guru/zygmunt-bauman |
“Unutmamak gerekir ki soykırıma katılanların
çoğu, Yahudi çocuklara kurşun sıkmış ya da gaz odalarına gaz vermiş değildir...
Çoğu bürokrat notları düzenlemiş, taslakları hazırlamış, telefonda konuşmuş ve
konferanslara katılmıştır. Onlar masalarında oturarak tüm bir halkı yok
edebilirler. Görünürde zararsız gayretlerinin nihai sonucunu bilselerdi, bu
bilgi kafalarının uzak girintileri içinde kalırdı ancak. Yaptıklarıyla kitle
katliamı arasındaki neden-sonuç ilişkisini bulmak zordu. İnsanların, gereğinden
fazla kafa yormaktan kaçınma -ve dolayısıyla neden-sonuç zincirini en uç
bağlantılarına dek gözden geçirmeye yanaşmama- gibi doğal eğilimleri ahlaksal
yönden pek ayıplanamazdı. Bu hayret verici ahlaksal körlüğün nasıl mümkün
olabildiğini anlamak için, silah fabrikasında çalışan, yeni büyük siparişler
sayesinde fabrikalarının ‘idamının durdurulmasına’ sevinen, ama Etyopyalılarla
Eritrelilerin birbirlerine yaptığı toplu katliamlara gerçekten üzülen işçileri
düşünmek; ya da ‘hammadde fiyatlarındaki düşüş’ dünya çapında iyi bir haber
olarak karşılanırken ‘Afrikalı çocukların açlıktan ölmesi’ne aynı şekilde,
dünya çapında ve içtenlikle ağlamanın nasıl mümkün olabildiğini düşünmek
yararlı olabilir.”
Yıldırım
Türker’in dediği gibi “İşte, soluklanıp yeniden başlamamız gereken sıfır
noktası budur.” Her zaman kişisel eylemlerin aritmatiksel olmayan toplamı,
milyonlarca ölü eşitliğinde kendini ifade eder. Bauman’ın kitabı modern
toplumun yarattığı üretim ilişkilerinin, örgütlenişinin, bürokrasisinin,
insanın yabancılaşmasının, teknolojisinin, işbölümünün, akılcılığının
sonuçlarını tüm korkunçluğuyla önümüze seriyor.
http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=ktp&haberno=6267
bkz. MODERNİTE VE HOLOCAUST
Zygmunt Bauman, Çeviren: Süha Sertabiboğlu, Versus Yayınevi, 2007, 312 sayfa, 16 YTL.
Zygmunt Bauman, Çeviren: Süha Sertabiboğlu, Versus Yayınevi, 2007, 312 sayfa, 16 YTL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder