8 Aralık 2015 Salı

Chomsky: Kuzey Yarıküreyi yok olmaktan bir tek kişi kurtardı!



Açık Radyo'dan (94.9) Ömer Madra, 14 Aralık 2002, Cuma günü İstanbul Armada Otel'de Noam Chomsky ile görüştü. Röportaj 16 Aralık 2002'de yayınlandı.

[....]
Şimdi bakın, bilmiyorum burada tartışması oldu mu, ama çok şaşırtıcı bir bilgi daha geçenlerde, elimize ulaştı! Ekim ayında! İnsan türünün ayakta kalmasının ne kadar bıçak sırtında durduğunu ortaya koyan bir bilgi.
Bu, muhtemelen, tarihte bugüne kadar insanlara açıklanan en çarpıcı bilgi idi!
Bu, Havana'da, Küba füze krizinin 40. yıldönümü dolayısıyla yapılan zirvede açıklandı! Füze krizi sırasında karar verme durumunda olan Rus, Amerikan liderleri ve Kübalılar katıldı bu Havana Zirvesine. Burada, füze krizine ilişkin olarak birtakım yeni bilgiler de ortaya çıktı. Bunların arasında şu gerçek de vardı: Dünya, kendisini yok edecek bir nükleer savaştan, tek bir Rus denizaltı komutanı sayesinde kurtulmuştu.
Krizin doruk noktasında Kennedy Küba'yı çepeçevre saran bir abluka emri vermişti: Deniz ablukası. Küba'ya gelen Rus gemileri vardı. Bu gemilerin ablukayı ihlâl edip etmeyecekleri belli değildi. Bu gemilere denizaltılar eşlik etmekteydi. Şimdi anlaşıldığına göre, denizaltılar nükleer başlık taşıyordu. Geçen Ekim ayındaki bu zirveye kadar bundan kimsenin haberi yoktu.
Şimdi, Rusya'da, nükleer füzeleri kullanma yetkisi, tıpkı ABD'de olduğu gibi, merkezde değildi... Bu yetki aşağı kademelere, komutanlara bırakılmıştı. O günkü kurallara göre, nükleer füze atma konusunda üç komutanın anlaşmaya varması gerekiyordu. Denizaltılar, ABD destroyerleri tarafından izlenmeye başlamıştı. Rus denizaltı komutanlarından ikisi, nükleer füzelerle cevap vermeye karar verdiler. Üçüncü komutan ise bu emrin iptalini sağladı.
Eğer o gün tek bir füze fırlatılmış olsaydı, bugün hepimiz ölmüş olacaktık. Bu, Kuzey Yarıkürenin sonu demekti. İşte, bu kadar kılpayı!
Şimdi, orada neyin söz konusu olduğunu düşünürseniz, bugün de çok gündemde olan iki şeyin olduğunu görürsünüz: Uluslararası terör; ve rejim değişikliği!
Kennedy yönetimi, Küba hükûmetini devirmek için dev bir uluslararası terör kampanyası yürütüyordu. Bu, uluslararası terör ve rejim değişikliğidir işte. Ruslar, buna karşılık olarak çılgınca bir davranışla oraya nükleer füzeler yerleştirmişti. Ama olayın bağlamı buydu. Ve bu, neredeyse kuzey yarıkürenin yokoluşuna götürüyordu...
Bu haber dünyanın her yerinde, her Allah'ın günü, her gazetede birinci sayfadan manşet olmalıydı! Bu gerginlik ve tehlike sürüp gidiyor...
Şimdi de aynı meseleler karşımıza çıkıyor. Ama şimdi daha da gergin ve tehlikeli... İşte vardığımız yer burası!
Şunu da eklemek lâzım: Eminim bu haber burada, Türkiye'de haber olmamıştır... ABD'de olmadı. İngiltere'de de olmadı bildiğim kadarıyla:
Bu yılın 23 Ekim'inde BM, Genel Kurulu'nda (ona tekabül edecek bir karar organında) iki hayati karar aldı. Birinci karar, 1925 tarihli Cenevre Sözleşmesi'ni, kimyasal silâhların kullanılmasını yasaklayan Sözleşme'yi yeniden onaylıyordu. İkincisi ise, Uzay Antlaşması'nı yeniden onaylıyordu: Yani, uzaya saldırı silahlarının konuşlandırılmasını yasaklayan sözleşmeyi. Oylamada sadece iki ülke çekimser kaldı. ABD ve İsrail. Ama, İsrail zaten otomatiğe bağlamıştır; ABD ne yaparsa o da onu yapar.
Şimdi, çok dikkate değer bir durum değil mi bu: Şu anda kimyasal silâhların yasaklanmasından daha önemli bir şey olabilir mi? Ve de uzaya saldırı silâhlarının yerleştirilmesinin yasaklanmasından? (Bu arada, ABD'nin çekimser kalması, antlaşmanın öldüğü anlamına gelir.) Ve koca ABD basınında bununla ilgili tek kelime çıkmıyor! ABD'de basın üzerinde etraflı araştırma yapılır; dolayısıyla, bu konuda hiç haber yapılmadığını söyleyebiliriz. Avrupa'da kimse basında neler yazıldığını araştırmaz, dolayısıyla bundan emin olamayız; ama böyle bir habere rastlayan kimse olmadı. Burada, Türkiye'de bu haberin çıktığını sanmıyorum. Ama bu, haberdir. Kamuya ait bilgidir. Ajanslarda da yer aldı, haber merkezlerine gitti.
Ama bu gibi haber ve bilgiler halka söylenmiyor - bu kadar basit. Ve, hep böyle sürüp gidiyor. Fakat, bütün bunlar şunu gösteriyor ki, dünyanın karşı karşıya olduğu tehlike son derece büyük. Ve halkların gücü zamanında örgütlenip sistemin yıkım gücünü altedebilecek mi sorusunun cevabı hiç de o kadar net değil.
Şu andaki ABD yönetimi o kadar aşırı ki, şahinleri bile korkutuyor!Şimdilerde ABD'nin tutucu sağ kanat yerleşik düzeni içindeki şahinimsi tutucu unsurlar tarafından son derece sert bir şekilde eleştiriliyor. Çünkü bu unsurlar yönetimden korkuyorlar; onların akıllarını kaçırmış olduklarını düşünüyorlar...
Ömer Madra: Havana Zirvesi konusundaki haber ne zaman yayımlanmıştı acaba? Ve nerede?
Chomsky: Geçen Ekim ortalarında... Yaklaşık olarak 15 Ekim'de... Tam tarihini size verebilirim isterseniz. Ama, hani şöyle ellerinin tersiyle yayımlamışlardı neredeyse. Washington Post'ta yer aldı. Ama küçücük bir haber olarak...görmekte zorlanıyordunuz. Haberi saklamışlardı. Ama bu haber çıktı. Aslında, haber çıkınca, Kennedy'nin yakın çalışma arkadaşı tarihçi Arthur Schlesinger, bunu "tarihteki en tehlikeli an" olarak tarif etti. Doğrudur, tarihteki en tehlikeli andı. O Rus denizaltı komutanı da 50 Nobel Barışı ödülü birden almalı, dünyadaki en ünlü adam olmalıydı. Hâlâ yaşıyor. Adı: Vassili Arkhepov. Emri iptal etti ve dünyayı yokolmaktan kurtarıverdi!
[....]
http://bianet.org/bianet/siyaset/15361-ve-simdi-durum-daha-da-gergin-ve-tehlikeli

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder